Son bir aydır, her çarşamba babamın çantasındaki delillerin olduğu bir zarf alıyorum. | Open Subtitles | من الشهر المنقضي، كلّ أربعاء، يصلني مظروف لشيء من صندوق أدوات والديّ صح؟ |
Posta kutusunda, üzerinde el yazım olan bir zarf var. | Open Subtitles | فى صندوق البريد,داخل مكتب البريد, هناك مظروف مكتوب عليه بخط يدى, |
- Ölmeden iki gün önce Dantes'e bir zarf verdi | Open Subtitles | بعد ذلك بيومين, قبل ان يموت سلم دانتيس مظروف |
O bir ofis-içi zarfı. Ofiste elden ele dolaşıyor. | Open Subtitles | إنه مظروف بين المكاتب، يمرّ على جميع أنحاء المكتب |
Tüm varlığım zarfın üzerindeki isim ve hiç gitmediğim bir adres. | Open Subtitles | كل ما لدي هو اسم على مظروف وعنوان لن أستطيع الذهاب إليه أبدا |
Bunu çok parlak bir zarfa yerleştirin ve bu zarfta sigorta kartlarınız, vekaletnameniz, "beni hayata döndürmeyin" emrinizin birer nüshası olsun. | TED | ضع ذلك في مظروف فاتح اللون حقاً مع نسخ من بطاقات التأمين الخاصة بك، وتوكيل المحامي، وطلبك لعدم إعادة الإنعاش. |
Bu sabah saat 9:30 civarı, Londra İsrayil konsolosluğunda mektup içine yerleştirilmiş bomba patladı. | Open Subtitles | حدث انفجار في السفارة الاسرائيلية تسبب فيه مظروف ملغم وصل اليها في التاسعة و النصف هذا الصباح |
Yanlış zarf. 50'likler Shaleen'in zarfında olmalı. | Open Subtitles | كان مظروف خطأ. شاليين كانت طلبت مبلغ الــ 5000 دولار هذا |
Minibüsü alıp buraya park etmek için zarf içinde 500 Dolar almış. | Open Subtitles | خمسمائة دولار في مظروف ليحضرالشاحنة ويركن في تلك النقطة |
Resmi olarak bana çıkma teklif etmek istediğini söyledin ama ortada para dolu bir zarf ya da poğaça sepeti göremiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تريد أن تطلب مني المواعدة برسمية لكنني لا أرى مظروف بنقود لا سلات كعك |
Hastanedeyken kapımın altına biri bir zarf koydu. | Open Subtitles | أحدهم قام بوضع مظروف تحت بابي حينما كنت في المشفى |
- Jimmy, McGee'ye birkaç yüz dolar para verdi ve karşılığında az önce ceket cebine sakladığı bir zarf aldı. | Open Subtitles | جيمى قام باعطاء ماكجى بضع مئات من الدولارات فى مقابل مظروف لقد قام باخفائه للتو فى جاكيته |
Cece niye eski iş yerine ait bir zarf kullanmış ki? | Open Subtitles | لماذا كان على سيسي أن تستخدم مظروف من المكان الذي كانت تعمل به |
Birisi şuradaki çantamı alsın. İçinde bir zarf var. | Open Subtitles | فليصل أحدكم لحقيبتى هناك يوجد هناك مظروف بداخلها |
Parayı zarfa koymuştum, zarfı da bu kutuya, Ve hepsi gitmiş. | Open Subtitles | أنا أضع المال في مظروف ، أضع المظروف في هذا الصندوق والآن لا يوجد شيئ |
Sonucu açıklamak için Oscar törenlerindekine benzer bu zarfı hazırlamıştım, heyecanlı olsun diye. | Open Subtitles | قُلْتُ مظروف الاوسكار لجعل المظروف شئ خاص |
zarfın yapışkan kısmı üzerindeki DNA, Adrik'in ailesinden birine ait çıktı. | Open Subtitles | الحمض النووي من ختم كان في مظروف مباراة العائلية إلى Adrik |
Uçak biletini koyduğun zarfın Chi San'ın zarfıyla karıştığını mı söylemiştin? | Open Subtitles | قلتِ ان المظروف الذى يحوى تذكرة الطيران و مظروف تشى سان قد تبدلا اليس كذلك ؟ |
Evet, belki de siz onu sadece bir zarfa koyacaktınız. | Open Subtitles | نعم, وأنت على الأرجح ستضعها في مظروف فحسب |
Londra'dakiİsrail Büyükelçiliği'nde bu sabah 9.30 sıralarında bir mektup y oluyla patlama meydana geldi. | Open Subtitles | حدث انفجار في السفارة الاسرائيلية تسبب فيه مظروف ملغم وصل اليها في التاسعة و النصف هذا الصباح |
Hey, bir şeyler buldum. Ayak izi ve 38'lik kurşun kovanı. | Open Subtitles | حصلنا هنا علي 38 مظروف فارغ للرصاص وبعض اثار الاحذيه |
Her Cuma arabasına zarfla para bırakılan bir adamsın. | Open Subtitles | الرجل الذى يجد مظروف ملئ بالنقود فى عربة مشبوهة كل يوم جمعة |
Şimdi Art, sen de kendi zarfını doldurdun mu? | Open Subtitles | هل قمت بوضع رصيدك بداخل مظروف يا (آرت)؟ |