| İkinci lig Altın Eldivenler, ta ki bileğini kırana kadar. | Open Subtitles | سنتان في القسم الثاني من القفازات الذهبية, إلى أن كسر معصمه |
| Sonra bileğini kesip kanını sana içirdi... sen de vampir oldun... ve o geceden beri de öylesin. | Open Subtitles | ثم قطع هو معصمه وأشربك منه ومن وقتها أصبحتِ مصاصة دماء وأصبحتِ تعيشين معنا حياة الليل |
| Oğlunu kaybettin yahu. Kaybolmadı. bileğinde valiz numarası var ya. | Open Subtitles | لقد أضعت إبننا إنه ليس ضائع، لديه علامه على معصمه |
| Tabancayı tutan elinin bileğinde dövme var. | Open Subtitles | الرجل يحمل وشماً على معصمه اليد تحمل لبان |
| Kendi bileğine, metalik vuruşlarla tıklayan saatini kapatmayı unuttu. | TED | نسي أن يوقف ساعة يده التي تدق كنبض معدني على معصمه. |
| Hapishanenin aynalarıyla bileklerini kesmiş. | Open Subtitles | لقد جرح معصمه بواسطة قطعةٍ من مرآة الزنزانة |
| Şapkasını elinde tutuyor, ki bileği parçalanmış olsaydı bunu yapamazdı. | Open Subtitles | ويمسك قبعتة وهو أمر مستحيل إذا أصيب معصمه |
| Sanırım bu kişinin kolunda rüzgar gülü dövmesi var. | Open Subtitles | فلنفترض بأن هناك الشخص ذو وشم الطاحونة على معصمه |
| Sonra bileğini kesip kanını sana içirdi... sen de vampir oldun... ve o geceden beri de öylesin. | Open Subtitles | ثم قطع هو معصمه وأشربك منه ومن وقتها أصبحتِ مصاصة دماء وأصبحتِ تعيشين معنا حياة الليل |
| bileğini hapiste bir kavgada kırdığına dair cezaevi kayıtları var. | Open Subtitles | اه، لدينا بعض سجلات السجن التي تقول أنه أصيب بكسر في معصمه في قتال داخل السجن. |
| Sanırım bu çok uzun sürecek diye bileğini demir testeresiyle kesmiş. | Open Subtitles | تأدرك أنها ستأخذ وقتا طويلا لذا قطع معصمه بمنشار |
| Sonra insanın teki bileğini, bacağını ya da başka yerini delikten uzatıyor. | Open Subtitles | ويخرج الآدمي معصمه أو ساقه أو أياً من أطرافه، |
| Bana saldıran adamın sağ bileğinde dövme vardı. Bu adamın yok. | Open Subtitles | الرجل الذي هاجمني يحمل وشما على معصمه الأيمن ، أما هذا فلا |
| Adam evsizdi fakat bileğinde kırmızı bir kurdele vardı. | Open Subtitles | القتيل كان مشرّدا لكن لديه شريط أحمر مربوطًا حول معصمه |
| Aylar önce bileğinde kırmızı kurdele olan serserinin tekini bulmuştum. | Open Subtitles | عملت على قضية قبل أشهر فيها مشرد وشريط أحمر حول معصمه |
| Dün gece vurulanlardan birinin bileğinde bir dövmenin kalıntıları vardı. | Open Subtitles | احد المهاجمين قتل الليلة الماضية كان لديه بقايا وشم على معصمه |
| Evsiz bir adam neyi hatırlamak için tutup da bileğine kırmızı kurdele bağlar ki? | Open Subtitles | مالذي يريد المشرّد تذكّره من خلال ربطه شريطا أحمر حول معصمه ؟ |
| Şu gördüğün adam buraya yeni geldiğinde bir ay boyunca dolabının şifresini bileğine yazmıştı. | Open Subtitles | اعتاد أن يكتب تركيبة خزانته في المركز على معصمه مدّة شهر أوّل ما توظّف هنا |
| Çekme aracının kancası aşağı indiğinde adamın bileğine gelmiş. | Open Subtitles | ويبدو أن السيارة المسحوبة قد وقعت على معصمه |
| Hayatta kalmış olmalıydı. Artı kas bükülmeleri ve spazmları bileklerini çatlatacak kadar sert değildi. | Open Subtitles | بالإضافة أنّ التشوهات والتشنجات العضلية لم تكن عنيفة بما يكفي لكسر معصمه |
| Belki bileği kırılmıştır. | Open Subtitles | ربما كسر معصمه , لا شئ خطير جدا |
| Taklit saat kolunda. | Open Subtitles | الساعة المنسوخة أصبحت على معصمه انتهت اللعبة |
| Patrice demir kafeste oynarken düştü ve dirseğini burktu. | Open Subtitles | "باتريس" سقط وهو يمارس ألعاب الغابة وجرح معصمه |
| Yaşlı bir moruk tanıyordum, elleri çok titrerdi, bardağı ağzına götürebilmek için Bileğinin etrafına eşarp bağlardı. | Open Subtitles | أعرف متسكع عجوز كانت يداه مرتجفة جدًا ربط وشاح حول معصمه ليجعل كأسه تصل لفمه |
| Çünkü ne zaman biri yemekten bahsetse bileğindeki o lastiği çekiştirmeye başlıyor. | Open Subtitles | لأنه كلما ذكر أحدهم الأمر, يبدأ بنهش تلك الربطة المطاطية حول معصمه |