| Öyle ahım şahım şeyler değil peynirli makarna, ama emin ol, parmaklarını yiyeceksin. | Open Subtitles | لن يكون طعامًا فاخرا معكرونة بالجبن لكني أضمن لك أنه سيكون لذيذا |
| Özel bir şey değil, yalnızca peynirli makarna. | Open Subtitles | ليس بالأمر الكبير ، إنها معكرونة بالجبن |
| Sana peynirli makarna yaparım. | Open Subtitles | سوف أعد لك معكرونة بالجبن |
| Nasıl oluyor da hep biz dışarı çıkarken... fırında makarna yapıyorsun? | Open Subtitles | كيف يكون لديك دائما معكرونة بالجبن عندما نكون ذاهبين للخارج ؟ |
| - fırında makarna var bugün. - Hayır, ben gazeteciyim. | Open Subtitles | معكرونة بالجبن اليوم - لا ، أنا مُراسل صحفي - |
| Anlaşıldı. Peynirli Wyatt. | Open Subtitles | حسنا فهمت معكرونة بالجبن |
| peynirli makarna güzelmiş. | Open Subtitles | معكرونة بالجبن لذيذة |
| Benim yediğim en güzel peynirli makarna Ogdenville'deki bir bowling salonundaydı. Aslında çok doydum. | Open Subtitles | ألذ معكرونة بالجبن تذوقتها (بصالة البولينغ في (اوغدنفيل |
| Sana peynirli makarna yaptım. | Open Subtitles | أعددت لك معكرونة بالجبن |
| Bu peynirli makarna ve ... | Open Subtitles | إنها معكرونة بالجبن و... |
| Ve akşam yemeği için fırında makarna yaptım. | Open Subtitles | أوه , وأعددت معكرونة بالجبن للعشاء |
| Sonra da, öğle yemeği için fırında makarna hazırlanıyor. | Open Subtitles | ثمّ معكرونة بالجبن على الغداء، |
| Peynirli Wyatt. | Open Subtitles | معكرونة بالجبن |