| Üst katta kız kardeşiyle birlikte yaşıyormuş. Depresyonda değilmiş. | Open Subtitles | إنه يعيش بالأعلى مع أخته لم يبدو أنه منزعج أو مستاء |
| O sıralarda Sovyet Bölgesi'nde yaşayan kız kardeşiyle ilişkisi olmamış. | Open Subtitles | ولا وجود لاتصال مع أخته التي عاشت في النطاق السوفييتي في ذلك الوقت |
| Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
| Bana da aynını söylemişti ama sanırım Kız kardeşi ile ilgili mesele henüz bitmemiş. | Open Subtitles | أخبرني نفس الشيء، لكن أنا لا أعتقد هذه المسألة مع أخته مستقرة. |
| Komşuların dediğine göre kız kardeşine taşınmış. | Open Subtitles | الجيران قالوا أنه أنتقل للسكن مع أخته |
| Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
| Erkek arkadaşını, kapının arkasından, çocuğun kendi kız kardeşiyle uzanmış, aşnafişna yaparken yakalıyor. | Open Subtitles | رأت صديقها من خلف الباب مع أخته انحنوا على المنضدة هنا وبدأوا في المُغازلة |
| Fakat geri döndüğünden beri yaptığı tek şey küçük kız kardeşiyle zaman geçirmekti. | Open Subtitles | و لكن منذ عودته, كل ما كان يفعله هو قضاء الوقت مع أخته الصغيرة |
| Yüzünde gülümseme ve kız kardeşiyle oynayışını görmeyeli 4 yıl geçti. | Open Subtitles | مذ رأيته يضحك أو يلعب خارج المنزل مع أخته |
| Cinayet saatinde kız kardeşiyle birlikte olduğunu söyledi, ancak tarafsız bir şahit gösteremedi. | Open Subtitles | قال أنّه كان مع أخته بوقت وقوع الجريمة، ولكنّه لمْ يُقدّم أيّ شاهد مُستقل. |
| Bir erkek asla kız kardeşiyle arkadaş olmaz. | Open Subtitles | الأخ لا يمكن أن يكون أبدا صديقا مع أخته. |
| Ama kız kardeşiyle ilgili bir dava masalı anlattı. | Open Subtitles | لكنه ظل يثرثر حول دعوى قضائية مع أخته |
| Kız kardeşi ile meşguldün ve onu yalnız bıraktın. | Open Subtitles | أخبرنى أنك لم تنشغل مع أخته بينما أنت تاركه منتظراً هكذا؟ |
| Fotoğrafta Alberto'nun yanındaki kim? Alberto ve Kız kardeşi Cassandra. | Open Subtitles | من هذه التي في الصورة مع ألبرتو ؟ هذا ألبرتو مع أخته كاسيندرا |
| Kız kardeşi ve dayısıyla birlikte yemeğe çıkmışlar. | Open Subtitles | كان يتناول العشاء مع أخته وعمه. |
| Komşuların dediğine göre kız kardeşine taşınmış. | Open Subtitles | الجيران قالوا أنه أنتقل للسكن مع أخته |
| Ama kız kardeşine aşıktı. | Open Subtitles | لكنه كان على علاقة مع أخته |
| kız kardeşine çok iyi davranır. | Open Subtitles | إنه رائع مع أخته الصغيرة |