| Belki Emily ile takılmak yerine onu açık mezara doğru yönlendiriyordu. | Open Subtitles | ربما بدل التسكع مع إيميلي كانت تبُرأ نفسها من نبش قبر |
| Eğer Emily ile savaşa gireceksen bundan iyi bir şey çıkmaz. | Open Subtitles | لو دخلتِ في حرب مع إيميلي لن تجدي شيء من هذا |
| Ölümünden beri Emily ile kişisel bir deneyimin oldu mu? | Open Subtitles | هل واجهت أنت تجربة شخصية مع "إيميلي" منذ أن توفيت؟ |
| Ben Toskana'da olacağım. Emily'yle birlikte. | Open Subtitles | أنا سأكون في تسكانيا مع إيميلي. |
| Emily'yle aranız henüz düzelmedi mi? | Open Subtitles | ألم تحل مشكلتك مع إيميلي حتى الآن؟ |
| Peki, Emily'ye bulaşırsan, dikenlere de hazırlıklı olmalısın. | Open Subtitles | حسناً تعبث مع إيميلي تحصل على الشوك |
| Emily ile üniversiteye gitme konusunu konuştunuz mu? | Open Subtitles | هل تحدثت مع إيميلي بخصوص ذهابها إلى الجامعة؟ |
| Dün Emily ile beraberken, bilinmeyen numaradan mesaj aldım. | Open Subtitles | عندما كنت مع إيميلي البارحه وصلتني رساله من مجهول |
| Emily ile birlikteyken hep manşetlerdeydik, hataydı bu. | Open Subtitles | إسمعي عندما كنت مع إيميلي لقد كنا نعيش تحت الأضواء وهذا كان خطئاً |
| Sana Emily ile savaşa girmekten hayır gelmeyeceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ بذلك إذا خضتِ الحرب مع إيميلي لا شيء جيد سيأتي من ذلك |
| Bu gece Emily ile uğraşıyor değiliz. | Open Subtitles | لن نتعامل مع إيميلي هذه الليلة |
| Bu hayat, sana verdikleri Emily ile olan hayattan daha gerçek değil. | Open Subtitles | هذه الحياة ليست أكثر حقيقة من ماأعطوكِ مع ( إيميلي ) ْ |
| Ama Emily ile 6 yıldır uğraşıyorum. | Open Subtitles | ولكن لقد تعاملت مع إيميلي منذ ستة سنوات |
| Diyorum ki soyunma odasının dışında Emily ile konuşurken tam olarak "yılan" kelimesini kullandım. | Open Subtitles | "أنا أخبرك بأنني إستعملت كلمة "ثعبان عندما كنت أتحدث مع إيميلي خارج غرفة تبديل الملابس |
| Tamam ama o gece Emily ile beraberdi. | Open Subtitles | حسناً ، لكنها كانت مع إيميلي تلك الليله |
| "Belki Emily ile devam edebilirim." | Open Subtitles | ربما يمكنني أن أستقر مع إيميلي |
| April senin Emily ile savaşındaki bir masum. | Open Subtitles | أبريل بريئه من حربكِ مع إيميلي |
| Görevim ben Emily'yle birlikte olduğumda sona erecek. | Open Subtitles | مهمتي لن تنتهي، إلـا عندما أكون مع (إيميلي). |
| - Arkadaşları Emily'yle kavga ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | (قال الأصدقاء أنك كنت دائماً تتشاجر مع (إيميلي |
| Seni Emily'yle aldatmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخونكِ مع (إيميلي). |
| Bırak şimdi. Hiç Emily'ye laf anlatabiliyor musun? | Open Subtitles | هيا هل تحدثت مع إيميلي حول أي شيء؟ |
| ! Emily'ye yaptıklarımdan sonra, onu asla geri alamayacaksınız. | Open Subtitles | بعد ما فعلته مع (إيميلي)، لن تتمكن أبداً من استعادتها |