Saygısızlık etmek istemem efendim ama bunun nasıl bir yardımı olacak? | Open Subtitles | مع فائق الاحترام يا سيدي، ماذا سيفيدنا ذلك؟ |
Saygısızlık etmek istemem; | Open Subtitles | مع فائق الاحترام لدينا صاروخ يبني |
Efendim Tüm saygımla hastanın, durumu tam olarak anladığını sanmıyorum. Hastayı duydunuz, Dr. Yang. | Open Subtitles | سيّدي، مع فائق الاحترام لا أظنُّ المريض اطّلعَ على حقيقةِ الأمر |
Tekrar Tüm saygımla efendim sizin ona yaptıklarınızdan sonra, onu suçlayamam. | Open Subtitles | مرة اخرى سيدي مع فائق الاحترام بعدما فعلت معه انا لا الومه |
affınıza sığınarak, insan doğasına bakalım, diyorum. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام لنأخذ بالحسبان طبيعه الانسان |
Ama baylar affınıza sığınarak örgütümüzün hali hazırda işleyen bir planı var. | Open Subtitles | ولكن مع فائق الاحترام أيها السيدان فإن منظمتنا لديها استراتيجية قائمة بالفعل وهي ناجحة |
Saygısızlık etmek istemem ama eğer bunu Freebo yapmışsa Miami'de değildir. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام حضرة الملازم، إن كان (فريبو) الفاعل فلن يكون بـ(ميامي) |
Saygısızlık etmek istemem, Majesteleri ancak son olayların nasıl geliştiğini düşünürsek bu işe Sookie'yi katmak pek iyi bir fikir olmayacaktır. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام يا صاحب الجلالة، بالنظر لتطوّرات الأحداث الأخيرة، الزّج بـ(سوكي) في هذه المعمعة قد لا تكون فكرة سديدة |
Saygısızlık etmek istemem ama Bay Adams, görevim bu değil. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام سيد (ادامز) , هذا ليس ما وكلت من أجله. |
Saygısızlık etmek istemem ama Bay Adams'ın sana... verdiği parayla daha derine inmeni öneririm. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام , مع كل المال الذي يدفعه لك السيد (ادامز), اقترح ان تتعمق في التقصي عن الامر. |
Ben de Saygısızlık etmek istemem ama bu sizi değil Wessex'i ilgilendiren bir mesele! | Open Subtitles | مع فائق الاحترام فإنه ليس عملك -انه شأن (ويسيكس ) - أوتريد سيعود إلى (كوكهوم ) |
Ben de Saygısızlık etmek istemem ama bu sizi değil Wessex'i ilgilendiren bir mesele! | Open Subtitles | مع فائق الاحترام فإنه ليس عملك -انه شأن (ويسيكس ) - أوتريد سيعود إلى (كوكهوم ) |
Tüm saygımla söylemek isterim ki efendim, bundan daha büyük sorunları hallettik biz. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام ، سيدي أنا تعاملت مع مشكلات أكبر من هذه. |
Dolayısıyla, Tüm saygımla beraber, sanırım kararımı uygulayacağım. | Open Subtitles | ولذلك مع فائق الاحترام... اعتقد انى ساقوم بالاتصال. |
Tüm saygımla, Hakim bu aşırı saçma. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام أيها القاضي هذا جنون |
Sayın Başkan, affınıza sığınarak, eğer karşı koyarsa o şekilde olacak. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام يا سيدي الرئيس إن قاوم ، فسنتعامل معه هكذا |