Göğsüne tutturulmuş bir bomba ile canlı canlı gömülen bir kurbandan haber aldık. | Open Subtitles | تلقينا بلاغا من ضحية اختطاف دفن حيا مع قنبلة مزروعة في صدره |
Çatlağın biri şehrin o yanından öbür yanına radyoaktif bomba ile dolanıyor, bizi öldürmeye çalıştı hatta ve senin umurunda bile olmuyoruz. | Open Subtitles | مع قنبلة قذرة حاولت مسبقاَ قتلنا ولم تزني الأمور بعد |
Sanırım sırt çantasında bomba olan bir adam gördüm. | Open Subtitles | أعتقد أنني اكتشفت للتو رجل مع قنبلة في حقيبته. |
Ajanımız teröristi, içinde radyolojik bomba olan bir arabada buldu. | Open Subtitles | وجدته يجلس في سيّارة سيدان لا تحمل علامات مع قنبلة إشعاعيّة. |
Kalbi zayıf bir adam, nükleer bir bombayla birlikte olmamalı. | Open Subtitles | رجل بقلب ضعيف لا يجب أن يكون مع قنبلة نووية |
Nükleer bir bombayla uğraştığımıza inanıyorlar. | Open Subtitles | ويشعرون بالفعل اننا نتعامل مع قنبلة نووية |
Ne zaman seninle birlikte iş yapsak cebimde patlamak üzere olan bir el bombasıyla geziyormuşum gibi hissediyorum. | Open Subtitles | كل مرة أتورط معك أشعر كأني أتجول مع قنبلة حية في جيبي |
Bunca yıldır, patlamaya hazır bir bomba ile birlikte mi yaşamışım ben? | Open Subtitles | هل كنت أعيش طوال تلك السنين مع قنبلة موقوتة ؟ |
Ben- - Sanki... saatli bomba ile beraber yaşamak gibiydi. | Open Subtitles | إنه كان مثل العيش مع قنبلة موقوتة. |
bir bomba ile değil. (Gülüşmeler) Çünkü yönetmeni hayal ediyorum: "Maz, bence senin karakterin bankayı kendisini çevrelemiş bir bomba ile soyar." | TED | (ضحك) لأنني أتصور المدير يقول "ماز ، أعتقد أنك شخصيتك ستسرق البنك مع قنبلة حوله ". |
Beni içeriye bomba ile kilitledi. | Open Subtitles | لقد حبستني هنا مع قنبلة |
Üstünde bomba olan birine göre, hiç fena fikirler değil. | Open Subtitles | قد كنتِ تهربين بحياتك بالنسبة لشخص مع قنبلة ،مثبتة في صدره فأنتِ تفكرين على نحو جيد |
Bir saatimi elinde bomba olan bir çatlakla geçirdim. | Open Subtitles | قضيت ساعة في مهمة حمقاء مع قنبلة حياة |
...ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama JP Morgan'a içinde saatli bomba... ..olan bir ayakkabı kutusu gönderdim. | Open Subtitles | ما رأيك بـ(وول ستريت) يا دكتور؟ لكني أرسلت علبة حذاء (إلى (جي بي مورغان مع قنبلة مؤقتة بداخلها |
Yani aslında kirli bir bombayla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | اذاً فنحن نتعامل مع قنبلة مضرة فى كل الحالات |
Yani aslında kirli bir bombayla uğraşıyoruz. Efendim, kazara dökülen radyolojik bir madde. | Open Subtitles | اذاً نحن نتعامل مع قنبلة سيئة بكل الحالات |
En son ne zaman aktif bir bombayla çalıştınız? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة جعلت أحد رجالك يتعامل مع قنبلة حية؟ |
Orospu çocuğu buraya boynunda bir el bombasıyla geldi. | Open Subtitles | جاء إلى هنا مع قنبلة حول رقبته |
- Çünkü bir ihtimal gerçekten tehlikeli bir şey yapmıştır ve biz Hammer gibi bir adamın cebinde bir atom bombasıyla dolaşmasını istemeyiz. | Open Subtitles | -لأن في حالة هو حقا بنى شيئا ما خطر , نحن لانريد رجل مثل هامر يتجول مع قنبلة ذرية في جيبة |
Beni duyabiliyorsan, bir bombayla birlikte Daily Planet'in merkez asansöründeyiz. | Open Subtitles | إذا كنت تسمعني، نحن في المصعد الأوسط في (ذي دايلي بلانيت) مع قنبلة |