bütün bu krizlerle birlikte, -- bakalım -- etnik ve azınlık gerilimleri var, kimyasal ve nükleer sızıntılar var, Nükleer silahlanma var. | TED | و بذالك مع كل هذه الأزمات، لدينا -- لنرى -- توترات عرقية و أقلية؛ لدينا تدفقات كيماوية و نووية، و تكاثرات نووية. |
bütün bu önemli veriler ortalık yerde dururken, geçmişte sevmiş olduklarınıza çok yakından bakmamak belki de iyi bir fikir olabilir. | TED | مع كل هذه البيانات هنا، قد تكون فكرة جيدة أن لا ننظر بعيداً جداً في ماضي من تحب. |
L'd bir cadı olmak size gerekli iç gücü verdi düşünmek istiyorum hayatınızdaki tüm bu sadnesses ile başa çıkmak için. | Open Subtitles | أحب أن أعتقد أن كونك ساحرة قد أعطاك القوى الداخلية التي أنت بحاجتها لتتعاملي مع كل هذه الأشياء الحزينة في حياتك |
Onca seyahatten sonra toplanmayı öğrenmeliydim. | Open Subtitles | أ تظنين أني سأتعلّم كيف أحزم حقائبي، مع كل هذه الأسفار التي أقوم بها. |
O kadar çok mevzi çalışmaz durumdayken gemideki bütün bölümler saldırıya karşı savunmasız. | Open Subtitles | مع كل هذه المواضع المتوقفه قطاعات عديده من السفينه معرضه للهجوم |
Sadece meraktan soruyorum Tüm bunlarla uğraşmak Leo ölümlüyken mi daha kolaydı, yoksa sihirliyken mi? | Open Subtitles | : بيج فقط من باب الفضول كان من الأسهل التعامل مع كل هذه الأشياء عندما كان ليو بشري أو عندما كان سحري ؟ |
Bu yüzden yaptığım şey, bütün bu bilginin üstünden geçmek oldu. Bir veya iki günüm araştırmayla geçti | TED | حسنًا ما الذي فعلته، قمت بالتعامل مع كل هذه المعلومات، أمضيت يومًا أو اثنين في البحث. |
Dogru değilmi, bütün bu kıyafetler nasıl hissettiğini gösteremez? | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك رؤية التأثير الكامل لفستان مع كل هذه الاشياء أدناه. |
bütün bu güzel mektuplarla birlikte yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تتركني لوحدي مع كل هذه الرسائل الجميلة |
Molly ile olan bütün bu şeyler bir parçam hak ettiğimi düşünüyordu. | Open Subtitles | أتعلم مع كل هذه الأحداث مع مولي هناك جزء مني يشعر بأني ربما أستحقها |
bütün bu kayıp ve acıyla baş edebilecek miyiz? | Open Subtitles | كيف سنتعامل مع كل هذه الخسارة، كل هذا الألم؟ |
bütün bu heyecanın arasında, otobüs yolcuğunun ilk kuralını unutmuştuk: | Open Subtitles | ولكن مع كل هذه الإثارة, فقد نسينا أول قاعدة من رحلات الحافلة |
Ve tüm bu aile draması ile seni sıkmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن أضجرك مع كل هذه الدراما العائلية |
tüm bu başarılara rağmen hep elinden kaçan bir fırsat olmuş. | Open Subtitles | هذا مذهل مع كل هذه الإنجازات فهناك عائق واحد دائماً يعيقك |
tüm bu bağlantıların oluşturulması sorununların azalmasına yardımcı oldu. | TED | لذا القيام بهذه الاتصالات مع كل هذه الجهات لمحاولة تقليص حجم المشكلة. |
Savcıyı destekleyen Onca tıbbi ifade varken ayine bir doktorun katıldığını bana nasıl olur da söylemezsin? | Open Subtitles | مع كل هذه الشهادات الطبية التي تدعم أقوال الإدعاء لماذا لم تخبرني أن الدكتور حضر الطقوس؟ |
Onca tuzak ve silah arasında yoldan geri dönmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | مع كل هذه المصائد والأسلحة أفضل العودة إلى الطريق |
Sana iki yıl boyunca gönderdiğim Onca parayla ne yaptın? | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل خلال هذه السنتين مع كل هذه الأموال التي كنت أرسلها لك؟ |
Etrafta O kadar güzel genç kız varken sizin gibi içi geçmiş şaşkınların hiç şansı yok. | Open Subtitles | مع كل هذه الفتيات الشابات الجميلات هنا ليست لديكم أي فرصة في دعوة من شاب |
O kadar kan varken ne olduğunu nasıl göreceksin? | Open Subtitles | كيف سترى ما تفعله مع كل هذه الدماء بالاسفل ؟ |
Tüm bunlarla uğraşmaktansa, ölmek çok daha iyidir. | Open Subtitles | انها طريقة سهلة للخروج بدل التعامل مع كل هذه الترهات |