| Özel bir ilişkimiz vardı, ona sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | كان بيننا علاقة خاصة وأردت مفاجأته |
| Ona sürpriz yapmak için erken geldim. | Open Subtitles | عدت إلي المنزل مبكرا من أجل مفاجأته |
| Ona sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ مفاجأته فحسب. |
| Yapmam gereken onu şaşırtmak. | Open Subtitles | كل ماعليّ القيام به هو مفاجأته |
| Yakında. Onu şaşırtmak istemiyorum. | Open Subtitles | قريباً , لا أريد مفاجأته |
| Bu gece Ona sürpriz yapacaktım. Erken bir yıldönümü hediyesi almıştım. Playoff maçına iki bilet. | Open Subtitles | كنت أنوي مفاجأته الليلة. كهدية مبكرة لذكرى زواجنا، اشتريت تذاكر للمباراة. |
| sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | - لا! أردت مفاجأته |
| Evet. Ama sakın Ross' a anlatmayın. Çünkü ona sürpriz yapmak istiyorum. | Open Subtitles | (و لكن لا تخبر (روس لأنني أريد مفاجأته |
| - Ona sürpriz yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | - نريد أن مفاجأته - |
| Onu şaşırtmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مفاجأته |
| Yaklaş bakalım, Dewey. Ronnie'nin doğum günü yaklaşıyor ve Ona sürpriz bir parti yapmak istiyorum. | Open Subtitles | إذاً "ديوي" تعال, تعال, عيد ميلاد "روني قد أتى واريد مفاجأته بحفلة |
| Doğudirhem Ormanı'na. Ona sürpriz yapacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى غابة "إيست فراذينج" أريد مفاجأته |