| Batmış durumdayız. Son üç ayın kirasını Cookie ödedi. | Open Subtitles | أننا مفلسان سددت كوكي أيجار 3 الاشهر الماضية |
| Şu anda kötü durumdayız, sokaklara düşmememiz bir mucize. | Open Subtitles | أعني، نحن مفلسان للغاية الآن، -ستكون مُعجزة إن لم ينتهي بنا الأمر في الشارع . |
| İkimiz de meteliksiziz. Bu düğünü karşılayamayız. | Open Subtitles | كلانا مفلسان لا يمكننا تحمل مصاريف حفل زفاف |
| Burası New York. New York'ta daire bulmak, zengin olsan bile... aylar sürer, ki biz meteliksiziz. | Open Subtitles | هذه (نيويورك) نحتاج إلى أشهر كي نجد شقة في (نيويورك) حتى لو كنا ثريين ، لكنا مفلسان |
| Çünkü harbiden beş parasız kaldık. | Open Subtitles | لأننا الآن مفلسان كلياً |
| Adelaide Jefferson ile Mark Gaskell meteliksiz kalmislar. | Open Subtitles | "آديلاد جيفرسون" و "مارك غاسكيل" مفلسان بشدّة |
| Şu anda kötü durumdayız, sokaklara düşmememiz bir mucize. | Open Subtitles | أعني، نحن مفلسان للغاية الآن، -ستكون مُعجزة إن لم ينتهي بنا الأمر في الشارع . |
| Tamam, biz-biz parasız kaldık. İşimi kaybettim. Ama uyuşturucu kullanmıyorum. | Open Subtitles | كنا مفلسان و انا فقدت وظيفتي |
| Beş parasız olduğumuzu biliyorum. Birimiz utandırıcı bir biçimde hem de. Nick'i kastediyor burada. | Open Subtitles | "أعلم اننا مفلسان ، واحد منا (مُحرجللغايةمن هذا،يشير إلى( نيك " |
| - Beş parasız kaldık dostum. | Open Subtitles | نحن مفلسان يا صاح |
| Yangından sonra meteliksiz kaldılar. | Open Subtitles | إنهما مفلسان هذا الحرق |