| -Bu bilinir, Lily, onlar kutsal hayvanlardır. | Open Subtitles | ان هذا معروف يا ليلي ان هذه الحيوانات مقدسه |
| Doğru, sen ve herkez. Kazıklar, sarmısak, kafa kesme, kutsal su, günışığı. Dışarıda bunları bilmeyen tek bir beyinsiz bile yok. | Open Subtitles | نعم والجميع ايضا ممن معهم اسلحه حاده وشمس ومياه مقدسه ليس بالامر الكبير لنعرفه |
| kutsal sözlerin pornografiyle bağdaştırılmasına çok kırıldım. | Open Subtitles | انا اشعر با الإهانه عندما ارا كلامات مقدسه تزين اعمال إباحيه |
| - Asil Şeyh. kutsal bir yolculuktayız ve hedefimiz tapınak... | Open Subtitles | أيها الشيخ النبيل نحن في رحله مقدسه إلي المعبد |
| Bunlar kutsal şeylerdir, hayatını bu ahlaki değerlere göre yaşarsın. | Open Subtitles | تلك أشياء مقدسه إنك تحيا طبقاً لمبدأك و أخلاقك |
| Bunlar kutsal şeylerdir, hayatını bu ahlaki değerlere göre yaşarsın. | Open Subtitles | تلك أشياء مقدسه إنك تحيا طبقاً لمبدأك و أخلاقك |
| Ateşi yanar vaziyette tuttuğumuz sürece kutsal olmasına gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب ان تكون مقدسه فقط كم من الوقت سنبقيها مضيئه |
| Eğer orada çok ihtişamlı, çok mukaddes bir kutsal emanet sergileyebilirsek bu Aziz Peter'e yolculuk eden tüm o hacıları bölecektir. | Open Subtitles | لو تمكنا من عرض اثر مقدس هناك, يالها من رائعه, ويالها من مقدسه, ذالك سوف يحول رحلة كل هؤلاء الحجاج الى القديس بطرس. |
| Bu kutsal yeşil elma, tüm hastalıkları iyi edermiş. | Open Subtitles | تفاحه خضراء مقدسه كما يقولون ... تعالج جميع الأمراض |
| Şu kutsal donlardan giyerler. | Open Subtitles | هم يملكون أشياء مقدسه في صناديقهم. |
| Homer Tanrı senin bir çeşit kutsal kapıcın değil. | Open Subtitles | هومر " الإله ليس بوابه مقدسه لتلبية الطلبات " |
| Manastırda kutsal kitaplar var. Saklanmalılar. | Open Subtitles | هناك كتب مقدسه بالدير يجب الا تمس بأذي |
| kutsal su. Asitle doldurulmuş sikik bir el bombası gibidir. | Open Subtitles | خذ مياه مقدسه اصعب شيئ يمكن ان يتحملوه |
| Kesinlikle kutsal mekanda yapılmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتم ذلك على أرض مقدسه |
| Mezarlık kutsal bir yerdi. | Open Subtitles | فالأرض كانت مقدسه |
| Kızımız kutsal değil. | Open Subtitles | أبنتنا ليست مقدسه |
| Bu arazinin kutsal olduğunu bilirdi. | Open Subtitles | عرف ان هذه الارض مقدسه |
| Burası çok kişi için kutsal bir yer. | Open Subtitles | البعض يعتبرها مقدسه. |
| Kimilerine göre orası kutsal. | Open Subtitles | فالبعض يعتبرها مدينه مقدسه |
| Antik bir kutsal ruh. | Open Subtitles | روح مقدسه قديمه. |