Hala ellerim ve gözlerim bağlı. | Open Subtitles | ذراعي مقيدتان لكن يوجد هنا شاب طيب ساعدني |
Dinlesene, ellerimin direksiyona bağlı olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى بأن يداي مقيدتان في عجلة القياده ؟ |
Anlıyorum. Bahşiş veremezsin çünkü ellerin bağlı. | Open Subtitles | فهمت ، لا يمكنك منحي اكرامية لأن يديك مقيدتان |
Elleri arkasından bağlıydı. Üstünde sinekler uçuşuyordu. | Open Subtitles | يداه كانتا مقيدتان خلفه والذباب يدور حوله |
Eski günlerde olsak bu şeyi ellerim arkada bağlı hallederdim. | Open Subtitles | بالماضي كان باستطاعتي تولّي أمر هذا الشرير و كِلا يديّ مقيدتان خلف ظهري |
Hiç söylemeden elinin kolunun bağlı olduğunu belli ettin. | Open Subtitles | لقد وضحت جيداً أن يديك مقيدتان من دون قول ذلك. |
Vasiyetle alakalı yanlış bir durum yok, yani miras memuru olarak, ellerim bağlı. | Open Subtitles | حسنا , لايوجد تقنيا أي شيئ خاطئ في الوصية وانا كمنفذ للوصية ,فيداي تعتبران مقيدتان |
Acımasızca dövülmüş ve bilincini kaybetmiş olan kadın sadece bir koşucu sütyeni giymiş halde elleri ağzına bağlı olarak bulundu. | Open Subtitles | مضروبة بشراسة و فاقدة للوعي و ترتدي فقط غطاء صدري و يديها مقيدتان فوق فمها |
Ama bu ofiste eliniz kolunuz bağlı oysaki benim bu gibi problemleri sessizce çözme konusunda yeteneklerim var. | Open Subtitles | الأمر بما فيه أن يديك مقيدتان بهذا المكتب بينما لدي موهبة في حل المشاكل مثل هذه المشكلة بالتحديد |
Bakın, bunun zor olduğunu biliyorum, ama elim kolum bağlı. | Open Subtitles | انظر,أنا أعلم أن هذا صعب ولكن يداى مقيدتان |
Bir Sokak kavgasının ortasına dalmak üzeresin Elliott ellerin arkadan bağlı olarak. | Open Subtitles | كنت على وشك الدخول بقتال مع يدان مقيدتان خلف ظهرك |
Seçimlerde yeniden adaylığımı koyuyorum Julien, elim kolum bağlı. | Open Subtitles | شكرًا لوقتك أنا أترشح لأعادة الانتخاب يا جوليان يداي مقيدتان |
Genç bir Cheyenne kadını tecavüze uğrar. Sizin eliniz kolunuz bağlı olur. | Open Subtitles | إمراة شابة من الشايان قد اغُتصبت , يداك مقيدتان |
Tamam, bir şey değil. Prosedür gereği, ama birkaç gün elim kolum bağlı. Yardımın lazım. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لا شيء، إنّه إجراء شكلي، لكن يداي مقيدتان لبضعة أيام، أحتاج لمساعدتك. |
Evet bu gerçekten üzücü ama benim de elim kolum bağlı. | Open Subtitles | وأنا أسفة جداً حيال ذلك، ولكن يدايّ مقيدتان. |
Ve bir kış tatilinde eve döndüğüm zaman, yüzüm yere dönük, ellerim arkadan bağlı, bir hırsızın silahı kafama dayalıyken, en iyi eğitimin bile beni kurtaramayacağını anlamıştım. | TED | ولكن حينما وجدت نفسي في واحدة من العطلات الشتوية في مدينتي ملقى أرضًا على وجهى، ويداي مقيدتان خلف ظهري ومسدس السارق موجهًا نحو رأسي، لقد فهمت أن حتى أفضل تعليم لا يمكنه أن ينقذني |
Evet, ama masaya bağlıydı ve elleri kelepçeliydi. | Open Subtitles | نعم ولكنه كان مربوطاً بالطاولة ويداه مقيدتان |
David, elim kolum bağlıydı, ama şunu bil ki Hamptons'a döndüğünde... | Open Subtitles | ديفيد كانت يداي مقيدتان ولكن عليك أن تعرف بأنها عندما عادت إلى هامبتون |
- Dalga geçiyor muşa benziyor muyum? Dinle, ellerimin direksiyona bağIı olduğunu göremiyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى بأن يداي مقيدتان في عجلة القياده ؟ |
Sadece bir kez seminere gittim orada da, ellerin arkadan bağlıyken bir arabanın bagajından kaçmayı öğretiyorlardı. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي حضرت فيها ندوة كانت حول كيف تهرب من مؤخرة سيارة حين تكون يداك مقيدتان خلف ظهرك. |
Elleri bağlıymış. İp filan bulundu mu? | Open Subtitles | يداها كانتا مقيدتان هل وجدوا حبل أو شىء ما ؟ |
İlk önce kafasını suya sokardı el bilekleri kelepçeliydi ve ayakları da tankın tepesine tutturulurdu. | Open Subtitles | كان ينزل برأسه أولاً إلى الماء بينما قدماه مقيدتان ومربوطتان بأعلى الزنزانة |