| Dışarıda bir yerde hiç tatmadığınız kadar yumuşak bir et var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما خارج هنا يوجد اللحم الطري الذي يعجبك طعمه |
| Seks, uyuşturucu, rock and roll, Tanrının 600 kuralının hepsi aynı yerde. | Open Subtitles | الجنس والمخدرات وموسيقى الروك وقواعد الرب الستمئة كلّها هنا في مكانٍ ما |
| Bir yerlerde arkanda bir eşin ve çocukların olduğunu düşündüm | Open Subtitles | أعتقدت أن لديك زوجة وأطفال في البيت في مكانٍ ما |
| Galiba bir yerlerde sana göre temiz bir gömlek vardı. | Open Subtitles | أظن أنه لديّ قميص نظيف في مكانٍ ما أعطيك إياه |
| Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. | TED | ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين. |
| Peki, para ya dostlarının hoşuna gitmeyecek bir yere gidiyorsa, n'olcak? | Open Subtitles | وماذا لو أن المال يذهب إلى مكانٍ ما أصدقائكِ لا يحبونه؟ |
| Bu sadece dört milyonluk bir mesele. Eminim bunu bir yerden bulabilirim. | Open Subtitles | إنها مشكلة أربعة مليون، متأكد إني سأجدها في مكانٍ ما |
| Bilemiyorum, belki de kızlar okul çıkışı bir yerlere gitmiştir. | Open Subtitles | لا أعلم, ربما ذهبت الفتاتان إلى مكانٍ ما بعد المدرسة |
| İnsanlık için bulunan tüm güçler dışarıda bir yerde dolanıyor. | Open Subtitles | كل قوة معروفة لدى البشرية عائمة هناك في مكانٍ ما. |
| Çok şey istemiyorum, sadece gece ayazından korunacağım herhangi bir yerde bir oda. | Open Subtitles | لستُ أحتاج الكثير، مُجرّد غرفة في مكانٍ ما بعيدة عن هواء الليالي الباردة. |
| Karanlık bir yerde laboratuvar önlüğünü diktiğim bir rüya daha. | Open Subtitles | خياطة معطف المختبر الخاص بك في الظلام في مكانٍ ما. |
| Bir yerde, beyaz birinin, Ay'ın ona ait olduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | في مكانٍ ما ، هنالك رجل أبيض يعتقد بأنّه يملك القمر |
| Biliyor musunuz, bir yerlerde güneşin her yıl daha sıcak olduğunu okudum. | Open Subtitles | أتعلمون أنني قرأت في مكانٍ ما أن الشمس تزداد حرارة كل عام |
| Bak, sen haklıydın, tamam mı? Babam dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | انظري، أنتِ محقة بشأن عدم وجود أبي في مكانٍ ما |
| Aslına bakarsanız, Bahamalar'da bir yerlerde bir butiğinin olduğunu düşünüyoruz. | TED | في الواقع، نحن نعتقد أنها تمتلك متجراً في مكانٍ ما في الباهاما |
| Birazdan başka bir yere gideceğim. Senin işin bitti mi? | Open Subtitles | أنا ذاهبة إلى مكانٍ ما لاحقاً هل أنهيت عملك ؟ |
| ...onu cildin içine sızacağını bildiğin bir yere koyduğundan emin olursun. | Open Subtitles | تُريد التأكد أنّك وضعته في مكانٍ ما تعرفه يتسرّب إلى جلدهم |
| Soğuyabilmesi için, ısısının daha serin bir yere akması gerekir. | TED | حتى تستطيع أن تبرد، لابد أن تسري حرارتها إلى مكانٍ ما أبرد. |
| Haydi eve dönelim ya da bir yerden oda tutabiliriz. | Open Subtitles | دعنا نعود إلى المنزل يمكننا أن نحصل على غرفة في مكانٍ ما |
| Dördümüz bu şekilde bir yerlere gitmeyeli uzun zaman olmuş değil mi Riki? | Open Subtitles | لقد مضت فترة منذ أن ذهبنا إلى مكانٍ ما كعائلة |
| Hayır, sağ ol. Yalnız kalabileceğim bir yer var mı? | Open Subtitles | لا، شكراً هل يمكن أن أجلس لوحدي في مكانٍ ما |
| Gözün alabildiğine şey. Aynanız parlıyorsa kesin orada bir yerdedir. | Open Subtitles | إذا كانت مرآتكم تلمع، سوف تكون هناك في مكانٍ ما. |
| Eminim bir yerlerden mücevher kiralarız. | Open Subtitles | متأكدة أن بإستطاعتنا استئجار مجوهراتٍ من مكانٍ ما |
| Ama Polonya halkının özgürlüğü için yürütülen esas kavga, İngiltere'de bir yerlerdeydi. | Open Subtitles | لكن القتال الحقيقي من أجل حرية بولندا كانت شرارته قد انطلقت من مكانٍ ما في انكلترا |
| Buralarda bir yerde, yeni sınırlar aşmış bir adam var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما من هذا المبني يتواجد رجل استطاع ان يتجاوز الحدود |
| İnsanlara epey kötü şekilde eziyet ettikleri bir yerdeki karanlık odadan. | Open Subtitles | من غرفة مُظلمة في مكانٍ ما حيث يُؤذون الناس بقسوة. |
| Zaten bir yerlerdeyiz. | Open Subtitles | -أتودّ الذهاب إلى مكانٍ ما؟ أنتِ مكانٍ ما |