| Tek suçum, dünyayı yaşanacak daha güzel bir yer yapmaya çalışmak. | Open Subtitles | كل ذنبي انني احاول جعل العالم مكان جميل انظري الى نفسك |
| Bak, çocuk yerleştirmeye şehrin her tarafına gidiyorum. Burası güzel bir yer Rusty. | Open Subtitles | أنظر، أنا أضع كل الأطفال في منازل، لديك مكان جميل هنا يا رستي |
| Güzel yer. Şu-şu nefis kusmuk ve fıstık kokusu var. | Open Subtitles | مكان جميل ، لديه خليط رائحة من القيئ والفستق |
| Dünyadaki en Güzel yer. | Open Subtitles | إنها مكان جميل. المكان الأكثر روعةً في العالم |
| Güzel mekan. İyi kazandırıyor mu? | Open Subtitles | مكان جميل أيدر أرباحا جيدة؟ |
| Burası Güzel yermiş Ralph. Senin mi? | Open Subtitles | ده مكان جميل قوي رالف دا كله بتاعك |
| Montana ziyaret etmek için güzel bir yer olabilir, ama orada yaşamak istemezsiniz, çünkü intihara yatkınlık konusunda bir numaralı eyalet orası. | TED | ومونتانا مكان جميل لزيارته ولكنك لا تريد أن تعيش هناك، لأنها الولاية الأولى للتفكير في الانتحار. |
| En azından bazen, ziyaret etmek için güzel bir yer bulabiliriz. | TED | ولكن قد نجد، ذات مرة، أنه مكان جميل ويستحق الزيارة. |
| Dünya nüfusunun yarısından fazlası, güney Fransa'da bu aletin yapımıyla ilgileniyor. Fransa bu deneyi yapmak için güzel bir yer. | TED | أكثر من نصف سكان العالم يشاركون في بناء هذه الآلة في جنوب فرنسا. التي هي مكان جميل لإجراء التجربة. |
| Yaşamak için güzel bir yer. | Open Subtitles | هذه بلدة صغيرة و لطيفة مكان جميل للعيش لبعض الوقت |
| Kahrolası bir koridor. Pusu kurmak için Güzel yer. | Open Subtitles | ازدحام لعين مكان جميل لنصب كمين |
| - Güzel yer. - Joon bana çok hoş bir balık verdi. | Open Subtitles | - إنه مكان جميل لقد أهدتك جوون سمك جميل جداً |
| Bu Güzel yer için gitmem mi gerek? Omurganın altındaki dördüncü kemik olmazsa ne olacağını tahmin edersin. | Open Subtitles | هل يجب أن أذهب إلى مكان جميل ؟ |
| Güzel yer ama servis pek iyi sayılmaz. | Open Subtitles | مكان جميل, لكن الخدمة ليست كذلك |
| Güzel mekan, değil mi? | Open Subtitles | انه مكان جميل, صحيح؟ |
| Güzel yermiş burası. | Open Subtitles | مكان جميل لديك هنا |
| Evin güzelmiş. | Open Subtitles | لديك مكان جميل هنا لا عيب فيه |
| Bak, güzel bir yere gitmek istiyorsan, Tulum ya da Akumal'a git. | Open Subtitles | اذا ا ردت الذهاب الى مكان جميل اذهب الى تولوم أو اكومال |
| Tek söylediğim, iyi bir yer bulabilmemiz için artık bakmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | كل مااقوله اذا كنا سنحظى بفرصة حجز مكان جميل نحتاج للبحث الآن |
| Güzel evmiş, cumbaları varmış. | Open Subtitles | مكان جميل ... نوافذ جميلة مطلة على الخليج |
| Kashiko güzel yerdir. İnci işinde misin? | Open Subtitles | مكان جميل أأنت تعمل في تجارة اللآلئ؟ |
| Müvekkillerimden birinin binanızda bir ofisi var. Harika bir yer. | Open Subtitles | احد عملائي لديه مكتب في بنايتك انه مكان جميل |
| İnsanın bir uçtan öbür uca, tek başına yürümesi için son derece güzel bir yerdir. | Open Subtitles | إنه مكان جميل للمشي وحيداً و التفكير بكل الأشياء |
| Bu güzel yeri görmeyi gerçekten çok ister. | Open Subtitles | بالتأكيد ستحب رؤية مكان جميل كهذا |
| Burası yaşamak için çok hoş bir yer, kahvaltımı nehirde yapıyor, akşam yemeğimi ise ormanda yiyorum. | Open Subtitles | حسنا ان لي مكان جميل هنا اتناول افطاري من النهر وغدائي من الغابة |