| - Bir saat önce bir İngiliz Hanımla birlikte çay içiyordum. | Open Subtitles | كيف ؟ لقد كنت اتناول الشاى منذ ساعة مع سيدة انجليزية.. |
| Ben de seninle gelmeye niyetliydim, ama fikrimi bir saat önce değiştirdim. | Open Subtitles | كنت أنوي أن أذهب إلى المحطة معك لكني غيرت رأيي منذ ساعة |
| Sana bir saat önce o çantayı arabaya koymanı söylemiştim! | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تضعِ الحقيبة فى السيارة منذ ساعة |
| İtfaiye şefi, gaz en az Bir saattir sızıyordur, dedi. | Open Subtitles | قائد المطافئ قال أن التسرب بدأ على الأقل منذ ساعة |
| Bu sabah ailesini aldırdım. Birkaç saat önce Kate Warner'laydım. | Open Subtitles | كنت التقط عائلتها هذا الصباح وكنت معها منذ ساعة تقريبا |
| Seninle bir saat önce ormanda yaptığımız konuşmadan başka mı? | Open Subtitles | عدا المحادثه التى قمت بها معك فى الغابة منذ ساعة |
| Ona, bir saat önce kaybolduğunu ve onu bulmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أنه غادر منذ ساعة وكان يجب علينا أن نعثر عليه |
| Bir saat önce kalkan bir otobüsü yakalamanın imkânı yok. | Open Subtitles | من المستحيل الن أن تلحق بحافلة غادرت منذ ساعة مضت |
| Bir saat önce kalkan bir otobüsü yakalamanın imkânı yok. | Open Subtitles | من المستحيل الن أن تلحق بحافلة غادرت منذ ساعة مضت |
| Bizimkilerden hiçbiri söylemek istemedi. Bu yüzden ben de bir saat önce kampüs güvenliği beni sorgulamaya geldiğinde öğrendim. | Open Subtitles | حسننا ، لم يريد أحد من أصدقائى أن يكون هو من يخبرنى ، لقد عرفت بالأمر منذ ساعة تقريبا |
| Bir saat önce başka bir filmi bitirip doğrudan buraya geldim. | Open Subtitles | إنتهيت من تصوير فيلم منذ ساعة وحضرت على الفور إلى هنا |
| - Bir saat önce keçi yolundaydım ve müzik çaldığını duydum. | Open Subtitles | كنت قد ناتهيت من دوريتي منذ ساعة عندما سمعت صوت موسيقى |
| Şerif adli tıbbın bir saat önce cesedi aldığını söyledi. | Open Subtitles | مدير الشرطة يقول أن الطبيب الشرعي أخذ الجثة منذ ساعة. |
| Bir saat önce bir çekiçle bu adamın beynini açmana engel oldum. | Open Subtitles | منذ ساعة مضت، أوقفتكَ عن تهميشِ رأس هذا الوغدِ بواسطة مطرقة لعينة. |
| Bir saattir buradayız. Kız kardeşimin sınavında yardımcı olmam gerekiyor. | Open Subtitles | نحن عالقين هنا منذ ساعة يجب أن أذهب لإمتحان أختي |
| Bir saattir buradayım ve bana işime yarayabilecek hiçbir şey vermedin. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعة وأنت لم تعطيني شيئًا واحدًا بوسعي إستخدامه |
| Sizinle konuşmak için tam Bir saattir bekliyorum Bayan Wilkes. | Open Subtitles | أنتظرك هنا منذ ساعة لأتحدث معك يا سيدة ويلكس |
| Mort'u arıyorum. Bir saat kadar önce yukarıya çıktı ama geri gelmedi. | Open Subtitles | أنا أبحث عن مورت , لقد صعد منذ ساعة ولم يعد أبدا |
| İçeli Bir saat oldu bebeğim. 10 dakikam daha var. | Open Subtitles | تناولت حبة منذ ساعة لدي 10 دقائق قبل ظهور المفعول |
| Borsa saatler önce kapandı. Hala orada olduğundan emin misin? | Open Subtitles | السوق أقفلت منذ ساعة هل أنت متاكد, أنه لا يزال هناك؟ |
| Normalde, Bir saat sonra Bahama Adaları'na uçuyor olacaktım. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أكون في طريقي إلى باهاما منذ ساعة |
| Bir saat önceki haber bile bayat sayılıyor artık. | Open Subtitles | ؟ ما حدث منذ ساعة هو خبر قديم فكل دقيقة تحمل شيئاً جديداً |
| Bir saat öncesine kadar hala bir engel söz konusuydu. | Open Subtitles | لا أعلم منذ ساعة, كان ما يزال لدينا بعض التشويش. |