Ekipte kafeinsiz kahve içen tek kişinin sen olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك الوحيدة في الفريق التي تشرب قهوة منزوعة الكافيين |
Hayır, hayır, kafeinsiz olanından, orada. | Open Subtitles | لا, لا, القهوة منزوعة الكافيين, بالأعلى هناك |
Kokain, yanında kafeinsiz kahve gibi kalır. | Open Subtitles | انه يجعل الصخرة تبدو كالقهوة منزوعة الكافيين |
Son iki haftadır, dolabında ikidir kalbi alınmış bir kadın buluyoruz. | Open Subtitles | أنها المرة الثانية بأسبوعين نجد امرأة منزوعة القلب بالحآنـة |
Kafeinsin olsun, kafein beni gergin yapıyor. | Open Subtitles | اجعلها منزوعة الكافيين، الكافيين يجعلني أريد القفز. |
askersiz bölgenin ardı. | TED | وهذه المنطقة منزوعة السلاح في الأعلى. |
Albay Tan-Sun Moon'un Karargahı Askerden arındırılmış Bölge | Open Subtitles | مقر قيادة كولونيل تانسون مون منطقة منزوعة السلاح كوريا الشّمالية |
Onun yerine kafeinsiz kahve içtin. | Open Subtitles | تناولت قهوة منزوعة الكافيين بدلاً عن الشراب |
Kahve yapmaya hazırım. kafeinsiz, yağsız, küçük bardak. | Open Subtitles | أنا مستعد لصنع القهوة قهوة بدون كافايين منزوعة الدسم |
Kate, bir kafeinsiz kahve rica edeceğim. | Open Subtitles | أنا بخير كيت كنت ساطلب قهوة منزوعة الكافيين |
Keşke kafeinsiz kahve ile kalorisiz latte arasındaki farkı bilsem. | Open Subtitles | فقط إذا عرفت الفرق بين القهوة منزوعة الكافيين والقهوة بالحليب منزوعة الدسم |
Ben büyük, yağsız, yarım kafeinsiz, soya sütlü, Fransız karamelli bir cappuccino istiyorum. | Open Subtitles | حسنا اريد شراب غراندي ، ثلاثة بدون دسم واريد قهوة منزوعة الكافيين حليب صويا ، مع رقرائق محمصة فرنسية كابتشينو الكرامييل |
Kahve alacağım. Sana da kafeinsiz getireceğim. | Open Subtitles | سوف أعيد تعبئة الكوب وسأحضر لك بعض القهوة منزوعة الكافيين |
Kanada ve Avustralya'daki iki olayda genç kurbanlar rahimleri alınmış olarak bulundu. | Open Subtitles | كانت هنالك حالة في كندا, وأخرى في أستراليا حيثُ وُجد ضحايا صغار منزوعة أرحامهم |
Tek bir ısırık alınmış gökkuşağı bayraklı bir elma... Burdan mı geliyor? | Open Subtitles | رمز تفاحة قوس قزح بقضمة منزوعة منها هل أتى من هناك؟ |
Tek bir ısırık alınmış gökkuşağı bayraklı bir elma... Buradan mı geliyor? | Open Subtitles | رمز تفاحة قوس قزح بقضمة منزوعة منها هل أتى من هناك؟ |
İkisi de kahve ama kırmızı olan da kafein yok böylece gece uyuyabilirsiniz. | Open Subtitles | كلاهما قهوة لكن العلب الحمراء منزوعة الكافيين لذا يمكنك النوم بشكلٍ أفضل |
Kore askerlerine askersiz bölgede ateş açıldı! | Open Subtitles | تعرضوا جنود الكوريون إلى إطلاق نار في منطقة منزوعة السّلاح! |
Askerden arındırılmış bölgeye ben de gitti. | Open Subtitles | تبدين بخير. هل تعرف أنني ذهبت للمنطقة منزوعة السلاح بين الكوريتين؟ |
Girit'ten ayrıldı ve Alaca silahsız Kuşağı'na girdi. | Open Subtitles | انه يغادر كريت ويدخل المنطقة منزوعة السلاح |
63'te gördüğüm kurbanların hepsi, 5'i birden, ...ciğerleri çıkarılmış halde suç mahallinde bulundular. | Open Subtitles | كل الضحايا الذين حققت فى قتلهم عام 63 وجدت فى مسرح الجريمة منزوعة الأكباد الجرائم الخمسة جميعها |
Hepsi Sovyet yapımı ve gördüğünüz gibi, hepsinin ateşleme iğneleri çıkartılmış. | Open Subtitles | كلها صناعة روسية, وكما لاحظت, انها منزوعة من دبابيس الأطلاق |