Geleneksel inancın ana önermelerinden biri diğer hayvanlardan ayrı olarak yaratıldığımız şeklindedir. | Open Subtitles | الفرضية الجوهرية للاعتقاد التقليدي اننا خُلقنا بشكل منفصل عن جميع باقي الحيوانات. |
Ben ayrı bir varlık olurum. Tek, ayrı bir cismani birey olurum; çevremdeki enerji akışından ayrı | TED | أصبح منفصلاً أصبح فرد وحيد، منفصل عن تدفق الطاقة |
İtalya'da böyle olmadığını düşünmüştüm. Her bölge ayrı. | Open Subtitles | بأن ذلك لا يحدث في ايطاليا لأن كل اقليم منفصل عن الآخر |
İtalya'da böyle olmadığını düşünmüştüm. Her bölge ayrı. | Open Subtitles | بأن ذلك لا يحدث في ايطاليا لأن كل اقليم منفصل عن الآخر |
Yasak şehir, sadece bir duvar ve bir kapı ile ana şehirden ayrılmış. | Open Subtitles | منفصل عن المجمع بواسطة فقط جدار وبوابة هي المدينة المحرمة |
- Bebeğinden ayrılmış. | Open Subtitles | إنه منفصل عن طفلته كلياً إنه يدفعني للجنون |
Malzemelerimi burada saklıyordum. Günlük işimden ayrı, güvenli bir yer. | Open Subtitles | هنا احتفظت بمؤني، مأمن منفصل عن وظيفتي النهاريّة. |
Çünkü dediklerin doğruysa ve ne silahı ne Philip'i bilmiyorsan Catherine'den ayrı bir avukata ihtiyacın var. | Open Subtitles | لانه لو كان ماتقوله صحيح وانك لاتعلم شيئا عن المسدس او فيليب اذن انت تحتاج لمحامي منفصل عن كاثرين |
Ancak endişelenmeyin, böyle hastalar leydilerden ayrı bir katta tutulurlar. Sizin gibi leydilerden. | Open Subtitles | نضعهم في جناحٍ منفصل عن السيدات الراقيات من أمثالكِ يا آنسة بورتر |
Asırlardır birbirimizden ayrı kişiler olduğumuza dayanan insan doğası imgesini miras olarak taşıdık, mantığın duygulardan ayrı olduğuna ve mantığın tutkuları bastırabileceği noktaya gelecek kadar toplumun ilerleyebileceğine inandık. | TED | أننا، ومنذ قرون، ورثنا هذه النظرة إلى الطبيعة الإنسانية التي تقوم على فكرة أننا أرواح متفرقة، منفصلة وأن العقل منفصل عن العاطفة وأن تقدم المجتمع يأتي مع زيادة قدرة العقل على كبت وقمع العواطف. |
ancak kendisini, düşüncelerini ve duygularını diğerlerinden ayrı bir şey olarak deneyimler ... | TED | ولكنه خاض التجربة مع نفسه، ومع أفكاره ومشاعره، كشيء منفصل عن البقية... |
"Eşimle ayrı yataklarda uyumamız normal mi?" | TED | أسئلة مثل "هل هو طبيعي أن أنام في سرير منفصل عن زوجتي؟" |
Fakat eşinden ayrı yaşıyormuş. | Open Subtitles | حاليا متزوج لكن منفصل عن زوجته |
Güvenlik nedenlerinden, her bir güvenlik müteahhidi, kendi ayrı sığınağında çalışırdı. | Open Subtitles | كان يتم من مخبأ خاص به منفصل عن البقية |
Yeni ve ilerici kitabında, "Yeni Benlik, Yeni Dünya" yazar Philip Shepherd diyordu ki, "Eğer bedeninizde ayrılmışsanız, dünyanın bedeninden (bütünlüğünden) de ayrılmışsınızdır, ki bu sonra sizden farklı ya da sizden ayrı olarak ortaya çıkar, ait olduğunuz yaşayan bütün olarak ortaya çıkacağına. | TED | في كتابه الجديد والبصيرة ، "الذات الجديدة ، العالم الجديد" الكاتب فيليب شيبرد يقول : "اذا كنت منفصل عن جسدك ، فأنت منفصل أيضا من جسد العالم ، والذي يظهر حينئذ مختلفا عنك او منفصلا عنك بدلا من استمرارية المعيشة التي تنتمي إليها ". |
(Gülüşmeler) Her gün zaman dilimi değiştirdiğinde ister istemez kendini kalan herkesten ayrı hissediyorsun. | TED | (ضحك) وهذا لأنك عندما تنتقل إلى منطقة زمنية جديدة يوميّاً، تشعر بأنك حقّاً منفصل عن أي أحد آخر. |
Evet, ama ayrı yaşıyorlardı. | Open Subtitles | نعم. منفصل عن زوجته |
Aslında, eşimden ayrı yaşadığım dönemde Liz'le kaldım. | Open Subtitles | حقيقةً، عشت مع (ليز) عندما كنت منفصل عن زوجتي |
KArısından ve çocuklarından ayrılmış | Open Subtitles | إنه منفصل عن زوجته وأطفاله |
KArısından ve çocuklarından ayrılmış | Open Subtitles | إنه منفصل عن زوجته وأطفاله |