Belki de Birinden rüşvet aldı, işin ucunu bağlayamadı... ve hak ettiğini aldı. | Open Subtitles | ربما أخذ رشوة من أحدهم ولم ينفذ ما طلب منه فنال ما يستحقه |
Birinden alıp onun işine mi devam etmiş? | Open Subtitles | هل اشتراها جيسون من أحدهم و استولى على محله؟ |
Mafya gibi yereldirler bu yüzden, bu kızın bunlardan Birinden olması lazım. | Open Subtitles | و هُم إقليميون للغاية مثل الغوغاء، لذا لا بد أن هذه الفتاه من أحدهم. |
Hayatımın geri kalanını Birine kavuşmaya çalışarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد قضاء ما تبقى من حياتي محاولةً الإنتقام من أحدهم |
Hepimiz, birilerinden daha ayrıcalıklı ve bir başkasından daha az ayrıcalıklıyız. | TED | جميعنا ذوي امتيازات أكثر من أحدهم وذوي امتيازات أقل من غيره. |
Senin polisle konuştuğunu söyleyen Birinden bir telefon aldım. | Open Subtitles | جاءني اتصال من أحدهم. أخبرني أنك كنت تتعاونين مع الشرطة. |
Birinden kırılgan, ya da çıplak olmasını istediğinde, onu rahat hissettirmek için sen de soyunmalısın. | Open Subtitles | عندما تطلب من أحدهم أن يكون ضعيفاً أو عارياً عليك أن تكون عارياً أيضاً لتشعرهم بالراحة |
Belki de evren, Birinden yardım almıştır- | Open Subtitles | ربما الكون حصلت على مساعده صغيره من أحدهم |
- Birinden kaçmak için atlamış olabilir. | Open Subtitles | أفترض أنه لربما تم دفعها ربما قفزت هرباً من أحدهم |
Eğer böyle bir işim olsaydı, Birinden kafama silah dayamasını isterdim. | Open Subtitles | اذا كانت لدي هذه الوظيفة سوف أطلب من أحدهم ان يطلق النار على رأسي |
Detroit'te iki işin vardı, Birinden de ayrıldın. | Open Subtitles | هناك عملين في ديتروي، ولقد إستقلت من أحدهم. |
Birinden benim için bedavaya çalışmasını isteyemem. | Open Subtitles | أنظري، لا أود أن أطلب من أحدهم العمل بالمجان. |
- Her zaman büyüklerden Birinden tek ayak üstünde zıplamak için mesaj alıyorum. | Open Subtitles | ماذا تفعل؟ كل مرة تصلني رسالة من أحدهم يجب أن أقفز على قدم واحدة |
Pazar günü oyunculuk sınıfındaki Birinden yönetmenin numarasını almış ve onun evini aramış! | Open Subtitles | في يوم الأحد حصلت على رقم المخرج من أحدهم في صفوف التمثيل اتصلت ببيته، |
Üçüncüsü ise, diğerlerinin mükemmel olmasını beklemek. Bu da diğer insanlara gerçekçi olmayan standartlar yükler. "Eğer Birinden bir şey istersem mükemmel olmasını beklerim." | TED | والثالثة هي الكمالية الدافعة من الغير إلزام الآخرين بمعايير غير واقعية "لو طلبت من أحدهم فعل شيء فأنا أتوقعه أن يقوم بفعله بشكل مثالي" |
Sonuncusu ve bu gerçekten ama gerçekten çok önemli ve konu yardım isteme olduğunda muhtemelen en çok gözden kaçan kural: Birinden yardım istediğinizde ve o yardım etmeyi kabul ettiğinde yardımının etkilerini ona bildirin. | TED | آخر واحدة، وهذه واحدة مهمة للغاية وربما أكثر واحدة يغفل عنها عند يأتي الأمر لطلب المساعدة: عندما تقوم بطلب المساعدة من أحدهم ويقولوا نعم، تابعوا معهم بعد ذلك. |
Fakat düşmanlardan Birinden giriş kartı aldım. | Open Subtitles | ولكني أخذت بطاقة دخول من أحدهم |
Mahkeme Birine örnek olmasını istediği zaman atadığı avukatlardan. | Open Subtitles | إنه محامٍ تستخدمه الولايات.. حينما يريدون فعلاً من أن يجعلوا من أحدهم مثالاً للجميع. |
Belki o Birine sorunu çözmesini söylemiştir, ve onunda bulduğu çözüm budur. | Open Subtitles | لربما طلب من أحدهم حل المشكلة وهذا هو حلهم |
Tatlım, birilerinden bize çocuğunu vermesini istiyoruz. 52 00:02:55,520 -- 00:02:57,210 Tevazudan bahsedilecek zaman değil. | Open Subtitles | حبيبتي,نحن نطلب من أحدهم أن يتنازل عن طفله لنا |
Kim olduğumu hatırlayamaz hale geliyor sonra da birilerinden robot olmadığımı söyleyen o sözleri arzular oluyorum. | Open Subtitles | بعدها ، أرد من أحدهم ان يخبرني بأني لست بآلية ... |