Evet. Ben ve 4399 en yakın arkadaşım burada birdenbire ortaya çıkıverdik. | Open Subtitles | أنا و 4399 من أعز أصدقائى خرجنا من كرة ضوء هنا تقريباً |
Polise ihbarda bulunup en yakın arkadaşımızın hayatını kurtardığınız için size çiçek getirdik. | Open Subtitles | أحضرت لك الزهور لأنك اتصلت بالشرطة وبذلك أنقذت حياة واحد من أعز أصدقائنا |
Bak, sen en yakın arkadaşlarımdan birisin. Tüm bunları geçmişte bırakmalıyız. | Open Subtitles | أنتى واحدة من أعز صديقاتى لازم ننسى كل اللى فات |
Mecbursan bağırırsın çünkü az önce En iyi arkadaşlarından ikisini öldürdün. | Open Subtitles | تصرخ بالجملة إذا اضطررت لأنك قتلت للتو اثنين من أعز أصدقائك |
Angela, En iyi arkadaşlarımdan biri. Başka bir yolu olmak zorunda. | Open Subtitles | إنها واحدةً من أعز صديقاتى لا بد أن هناك طريقة أخرى |
Hatta bazı çok yakın arkadaşlarım da dahi değiller. | Open Subtitles | في الحقيقة, البعض من أعز أصدقائي ليسوا عباقرة |
Lise aşkı adamın en yakın arkadaşıyla evlenmiş. | Open Subtitles | حبيبة أيام الثانوية متزوجة من أعز أصدقائه |
Doğrudur. Bir arkadaşımı kanserden kaybettim. en yakın arkadaşımdı. | Open Subtitles | حقاً انا خسرت صديقي بسبب سرطان,كان من أعز اصدقائي |
Şimdi de gelmiş en yakın iki arkadaşını aralarından biri tamamen başka birini sevse bile ilişkilerini sürdürmeleri için zorluyor. | Open Subtitles | تريد أن تجبر أثنان من أعز أصدقائها للدخول فى علاقة .وهى تدرك أن أحدهم يحب شخصا أخر |
Bilmek istersin diye düşündüm. en yakın arkadaştan öpücüğü aldım. Succubus'u evcilleştirme Serumu hazır. | Open Subtitles | أردت أن أطلعك بأن القُبلة من أعز صديقة تم الحصول عليها ، مصل ترويض الشيطانة جاهز |
Bir de karımın benden boşanıp en yakın arkadaşlarımdan biriyle evlendiğini. | Open Subtitles | أوه ايضاً زوجتي قامت بالطلاق مني وانتهى بها الأمر بالزواج من أعز أصدقائي |
Neden en yakın arkadaşlarımdan birini öldüreyim ki? | Open Subtitles | لمَ سأقتل واحداً من أعز أصدقائي بحق الجحيم ؟ |
Neyse ki en yakın arkadaşlarımızdan biri düğün organizatörü. | Open Subtitles | لحسن الحظ , واحد من أعز أصدقائنا يعمل كمخطط للحفلات |
Annen en yakın dostumdu. | Open Subtitles | إميلي كولينجوود كانت أمك من أعز صديقاتي |
". Ve gerçekten de En iyi arkadaşlarımdan ikisi, benim hakkımda Stasi'ye rapor vermişler. | TED | في الحقيقة، اثنان من أعز أصحابي بلغوا عني للستاسي. |
Sanki En iyi arkadaşımla evliyim, ayrıca göğüslerini ellememe izin vermesi de cabası. | Open Subtitles | الأمر يشبه الزواج من أعز أصدقائك والذي يجعلك تتحسس ثدييه |
Hemen buraya geldim. Rick, En iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | لقد حضرت على الفور،، كان ريك من أعز أصدقائي |
Bir de bakmışsın, çekici, En iyi arkadaşın olmaya çalışan. | Open Subtitles | وأحياناً أخري يبدو ودوداً وكأنه من أعز أصدقائك |
En eski ve En iyi dostu. Birlikte yavrukurt olmuşlar. | Open Subtitles | إنها من أعز أصدقائه كانا بفريق الكشافة معاً |
Princeton'dan beri çok yakın arkadaşlar. | Open Subtitles | هو و " جون " من أعز الاصدقاء منذ برينستون |
Chloe çok yakın arkadaş olduklarını söyledi. Öylelermiş. | Open Subtitles | كول قالت إنهما كانوا من أعز الأصدقاء _ كانوا كذلك |
Beyler Tommy Wheeler ile çok yakın arkadaşız. | Open Subtitles | يا رفاق، (تومي ويلر) واحد من أعز أصدقائي |