| Bu işte bilmediğim pek çok şey var. Bazılarını hiç bilemeyeceğim. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التى لا اعلمها وبعضها لن اعرفه ابدا |
| Yaşlandıkça, göremeyeceğin pek çok şeye inanmayı öğreneceksin. | Open Subtitles | حين تكبر ، سوف تتعلم كيف تؤمن بالكثير من الأشياء التى لا تراها |
| Yaptığım pek çok şeyi hiç görmedin. Bu, yapmadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التى لم ترانى أفعلها من قبل ، هذا لا يعنى أننى لا افعلها |
| Sen büyürken sana daha çok şeyler anlatacaktı. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء التى كانت لتتحدث معك بشأنها كلما كبرت |
| Ama bilmiyordu ki Başak bazı şeyler talep edemez. | Open Subtitles | ولكن ما لم يعلموه,أن هناك العديد من الأشياء التى لا يمكنك أن تطلبها من العذراء |
| Ona okunacak pek çok şey geliyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التى بعثت بها و لم تقرأها |
| Bunu yapmak istemedim ama açıklamam gereken o kadar çok şey var ki ve hepsi de kulağa çok saçma geliyor. | Open Subtitles | لكن عندى الكثير من الأشياء التى علىّ أن أشرحها لكِ و كل هذا سوف يبدو غير معقول قليلاً لذا أنا بحاجه لكِ لكى تسمعيننى |
| Annenle daha konuşacak çok şeyin vardı. | Open Subtitles | و كان هناك الكثير من الأشياء التى يجب أن تتحدثى فيها مع أمك |
| Anlatacak o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أنظر، لدي العديد من الأشياء التى يجب أن أخبرك بها |
| Ona almak istediğim o kadar çok şey var ki! | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التى أريد أن أشتريها له |
| Ama bugün gördüğüm bir çok şey hakkında yanılmıştım. | Open Subtitles | لكنني كنتُ مخطأً بشأن العديد من الأشياء التى رأيتهـا اليوم |
| Farklı tür etnik ilişkilerde bana, düşüncelerimin çok değerli... ve kıymetli sezgiler olduğunu öğrettiler ki bunlar herşeyin bir parçasıdır, profesyonel medyanın bir üyesi olarak bunları keşfetmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وقد أعطونى كل ما هو ثمين وغالى - فى الأنواع المختلفة - من العلاقات الانسانية - وذلك جزء من الأشياء التى أحاول إكتشافها |
| Korktuğum çok fazla şey var. | Open Subtitles | يوجد العديد من الأشياء التى أخشاها |
| Stiles, bu kasabada açıklayamadığım bir çok şey görüyorum. | Open Subtitles | "ستايلز"، لقد رأيت العديد من الأشياء التى لا أستطيع تفسيرها فى هذه البلدة |
| Bilmediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هُناك الكثير من الأشياء التى لا أعلمها |
| Bütün kahramanlıklarında ve maceralarında seni korkutan şeyler olmuşsa, benim için sürpriz olur. | Open Subtitles | مع روح المغامره والإستغلال. سوف أتفاجأ بوجود الكثير من الأشياء التى تُخيفك. |
| Seninle yüz yüze konuşmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التى أريد ان أقولها لكى وجهًا لوجه |
| Dizüstü bilgisayarında ölmesine değecek bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء التى يستحق القتل من أجلها |
| Bir şeyler yaparım elbet. Yapabileceğim birçok şey var. | Open Subtitles | سأفعل شيئا " " هناك العديد من الأشياء التى يمكننى القيام بها |
| Bilinmeyen şeyler insanı öfkelendirir. | Open Subtitles | الناس تستاء من الأشياء التى لا تفهمها |