| Merak etme, davalar bağlantılı olmayabilir ama yine de dikkatli olsan iyi olur. | Open Subtitles | لا تقلقي، قد لاتكون القضيتان ذا صلة لكن من الأفضل أن تكوني حذرة |
| Yanına vizite geldiğimizde odanda olsan iyi olur... | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني في غرفتكِ عندما يحين الوقت للمرور عليكِ |
| aklı olsan iyi olur haftasonuna kadar başkasının bulmazsan işimiz biter | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني محقة لأنهم سيلغوننا إذا لم تجدِ واحد آخر بحلول نهاية الاسبوع |
| Ama sen de yakalanmaya hazır olsan iyi edersin. | Open Subtitles | أنا جاهز لمطاردتكِ لكن من الأفضل أن تكوني مستعدة للقبض عليك |
| Bu insanların isteğine bağlı olacaksa öyle olsun o zaman, ama kendinden emin olsan iyi edersin küçük rahibe çünkü ben bekleyebilirim. | Open Subtitles | إنّ كانت تلك رغبة الناس، و هي كذلك، من الأفضل أن تكوني واثقة، أيّتها الراهبة لأنّه يسعني الانتظار |
| Bir sürü seyle ugrasmak zorunda kalacaksin, yani tamamen emin olsan iyi olur. | Open Subtitles | سيكون هنالك الكثير من التداعيات وراء هذا الأمر لذا من الأفضل أن تكوني متأكدة تماماً |
| Dışarıda uslu bir kız olsan iyi olur yoksa buraya cezandan fazlasını çekmeye gelirsin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني امرأة صالحة في الخارج وإلا ستعودين إلى هنا وتقضين الكثير من الوقت |
| Geri dündüğümde çıplak olsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني عارية عندما أعود |
| Söylendiği kadar güçlü olsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني قويةً كما يُقال |
| İyi olsan iyi olur. | Open Subtitles | حسنًا ، من الأفضل أن تكوني كذلك |
| Eğer buna itirazın varsa, önce işlerini yoluna koyduğundan emin olsan iyi olur. | Open Subtitles | ... أريد أن أتحدى ذلك من الأفضل أن تكوني موقنة بكل . ما تقومين به منذ البداية |
| Bu konuda haklı olsan iyi olur, Tru. | Open Subtitles | ( من الأفضل أن تكوني متأكدة من ذلك ( ترو |
| Haklı olsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني مُحقّة. |
| - Her şeyin istediği gibi gittiğinden emin olsan iyi edersin öyleyse. | Open Subtitles | اذاً من الأفضل أن تكوني متأكدة أن كل شيء يسير بالطريقة التي يريدها |
| Ama en sonunda, her şeyin sonuna geldiğinde su götürmez gerçek şu olacak ki, haklı olsan iyi edersin. | Open Subtitles | لكن في نهاية الأمر في اللحظة الأخيرة الحقيقة الوحيدة هي أنه من الأفضل أن تكوني محقة |
| Dikkatli olsan iyi edersin, yüzleşmek için çok istekli. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكوني حذرة لأنه في طريق الحرب |
| Evet, olsan iyi edersin çünkü daha Hodges'a bile söylemedim. | Open Subtitles | نعم، من الأفضل أن تكوني لأنني لم أخبر (هودجز) بعد |