Sanki erkek ayakkabısı ebatlarında. 10-12 numara gibi. Bu izlerde pek belirgin bir detay yok. | Open Subtitles | يبدوا، حذاءرجالىبمقاس12، لا يوجد الكثير من التفاصيل عن تلكَ الآثار. |
- Cinayet dosyası için ne hoş bir detay. | Open Subtitles | -يا له من قدر كبير من التفاصيل لحل لغز جريمة قتل |
Bak dostum, bize her şeyi anlat. Neler olduğunu anlat. Cidden, hiçbir detayı atlama. | Open Subtitles | انظر ، يارفيق ، اخبرنا بكل شئ ، اخبرنا بما حدث ، بجدية ولا تترك أي من التفاصيل.. |
Asla, asla hiç bir zaman hata yapma, fakat detaylara, onun nasıl olabileceğine dair kafa yor. | TED | لا ترتكب نهائياً, ابداً, ابداً أي خطأً, ولكنك تقلق من التفاصيل, عن كيفما سيحدث ذلك. |
Çok alengirli, o kadar çok detay var ki, gözü açık olmalısın. | Open Subtitles | صعب جداً, ويتضمن الكثير من التفاصيل التي يجب أخذها على محمل الجدّ. |
Hepinizle tek tek ilgileneceğim, detayları görev yerlerinizde tartışırız. | Open Subtitles | سأقابل كل منكم فى دائرة التدريب ونتحقق من التفاصيل |
Aslında bu gördüğün, detayların yansıması. | Open Subtitles | في الواقع الأنعكاس هو ما يحدد من التفاصيل |
Başkan çok konuştu ama çok az detay verdi. | Open Subtitles | الكثير من الكلمات من هذا الرئيس ولكن قليل من التفاصيل. |
Yukarıdaki müşterilere kaydını kimin yaptığını sor tek bir ayrıntı hatırlayamayacaklarını sana garanti ederim. | Open Subtitles | أسأل أياً من الزوار في الأعلى .من الذي قمتُ بتسجيل دخولهم أنا أضمن لك بأنهم لن يتذكرو أياً من التفاصيل |
Belki bir kemik kazıması bir paçavradan daha detaylı bir incelemeyi sağlar. | Open Subtitles | ربما العينة الخلويه للعظام ستوفر المزيد من التفاصيل التحليلية اكثر من فحصها بالأشعة السينية |
Herhangi bir detay. Şişman mıydı? | Open Subtitles | أي قدر من التفاصيل هل كان سميناً؟ |
Hatta, kan burada hayati önemli bir detay. | Open Subtitles | في الحقيقة، الدماء... تكون من التفاصيل الحاسمة هنا. |
Rüyalarında çoğu gerçek detayı doğru olarak gördün. | Open Subtitles | و في أحلامك رأيتِ العديد من التفاصيل الدقيقة التي تحققت، صحيح؟ |
Evet. Ama... küçük bir detayı kaçırdım. | Open Subtitles | نعم ومع ذلك واحدة من التفاصيل الصغيرة يهرب مني |
detaylara inmek senin hayatını tehlikeye atar. | Open Subtitles | لو أعطيتك المزيد من التفاصيل ستكونين في خطر محدق |
Şimdi, bu planda araştıralacak bir çok detay var, siyasal, pratiksel, etik, finansal. | TED | والآن هناك العديد من التفاصيل التي تم تركها من أجل استكشاف هذا المخطط تفاصيل سياسية وعملية وأخلاقية ومادية |
Ama detayları öğrenmeliyiz, Mösyö Graves. | Open Subtitles | ولكن لابد من معرفة المزيد من التفاصيل ,سيد جريفيز |
Tüm detayların gelecek nesillere aktarılması için mutlaka not alırdı. | Open Subtitles | أي من التفاصيل ذات الصلة بحاجة إلى أن تنتقل إلى الأجيال المقبلة من المؤكد أنه قام بعمل مذكرة |
Pekala bilgisayarın, yeni imajları iyileştirmesi iki saat sürecek ama bu son geçiş, bize fotoğraf hakkında biraz daha detay verdi. | Open Subtitles | مرحباً إذن، يستغرق أكثر من ساعتين لهذا الحاسوب ليماثل كلّ صورة جديدة ولكن التماثل الأخير قدّم لنا الكثير من التفاصيل حول تلك الصورة الفوتوغرافيّة |
Bak, işte bu sıradan motor severin önemsiz görebileceği türde bir ayrıntı. | Open Subtitles | أترى، هذا هُو النوع من التفاصيل الذي سيتجنبه محركك العادي. |