YıIdızlar milyarlarca yıI boyunca muazzam miktarda ısı ve ışık üretirler. | Open Subtitles | تُصدر النجوم كمياتٍ ضخمة من الحرارة والضوء لأكثر من بلايين السنوات |
Çünkü bu ekzotermik bir reaksiyon. Yani dışarıya ısı veriyor. | Open Subtitles | هذا التفاعل طارد للحرارة مما يعني أنّه يتخلص من الحرارة |
CSP (YGE) çok fazla atık ısı üretir. | TED | ان الطاقة الشمسية تنتج الكثير من الحرارة المهدورة .. |
Bu giysi seni Sıcaktan, basınçtan ve nükleer radyasyondan koruyacak | Open Subtitles | البدلة صُممت لحمايتك . من الحرارة و ضغط و الإشعاع |
Bazı yerlerde, insanlar Sıcaktan patlıyor bazı yerlerde ise soğuktan donuyorlar. | Open Subtitles | في بعض الأماكن، يحترق الناس من الحرارة وفي البعض الآخر يتجمدون من البرودة |
Fincanı kulbundan tutmanın sebebinin fincanın kendisinin haşlayıcı derecede sıcak olması olduğundan şüphelendiğim halde, fincanı tutmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أمسكها, ومن ثم حتى وإن حزرت سبب حملك الكوب من يده لأن الكوب يئز من الحرارة |
Eşliğinizi ne zaman hissedeceğim insanlık samimiyetinizi ne zaman hissedeceğim acaba? | Open Subtitles | متى يحق لي أن أأمل بقليل من التشاركية حتى ولو قليلاً من الحرارة الإنسانية؟ |
Kaptana söylemiştim, bu mekik böyle bir sıcaklık için uygun değil! | Open Subtitles | أخبرتك سيدي ،بأن المركبة لا تتحمل هذا النوع من الحرارة |
Ve elektrotlar arasından geçen akım yeterli ısı üreterek bataryayı uygun sıcaklıkta tutar. | TED | و التيار العابر بين الأقطاب الكهربائية يولد مايكفي من الحرارة للحفاظ على درجة الحرارة. |
Sonra müthiş bir miktarda ısı veriliyor. Böylece füzyon sıcaklığına ulaştırılıyor. | TED | فتلقي كمية كبيرة من الحرارة هناك لتحاول طبخ لتصل إلى حرارة الانصهار. |
27 senelik aşırı ısı ve kimyasallardan sonra, saçım aşırı yıpranma ve aşınma belirtileri göstermeye başlıyordu. | TED | بعد 27 سنة من الحرارة المفرطة والكيماويات القاسية، بدأ شعري في إظهار أقصى علامات الانهيار. |
Bu da uzaya çok az ısı verdikleri anlamına geliyor. | TED | هذا يعني أنها تشع القليل جدا من الحرارة للفضاء. |
Yani uzaya daha fazla ısı kaybetmiyorlar. | TED | لذا هي لا تنقل المزيد من الحرارة للفضاء. |
Böylece hava sıcak uçtan soğuk uca itildiğinde, süngerin içine ısı veriyordu. | TED | فحين يتحرك الهواء إلى أعلى من الحار إلى البارد تترك جزء من الحرارة في الإسفنجه |
Ve bu bacaların kenarları, boylu boyunca ısı ve yaşam ile dolup taşmaktadır. | TED | وعلى جانبي كل من هذه المداخن وميض من الحرارة معبّق بالحياة. |
Yeleklerinizi almayın. Sıcaktan ölen olmasın. | Open Subtitles | اترك الصديرية , انا لا اريد ضحايا من الحرارة |
Yetişkinler böylece Sıcaktan kaçarak akıntıdan toplayabildikleriyle bir şeyler atıştırma şansı buluyor. | Open Subtitles | فرصة للبالغين للهروب من الحرارة و لربما يحصلون على وجبة غذاء خفيفة من مجرى الماء |
- Su ne kadar sıcak olmalı? Sıcaktan ziyade ılık. | Open Subtitles | دافئة أكثر من الحرارة واحضري بعض المناشف |
Ateşe odun at! Daha sıcak olması lazım! | Open Subtitles | لقّم الفرن إننا بحاجة إلى المزيد من الحرارة! |
Ya da samimiyetinizi? | Open Subtitles | حتى ولو قليلاً من الحرارة الإنسانية؟ |
Kaptana söylemiştim, bu mekik böyle bir sıcaklık için uygun değil! | Open Subtitles | أخبرتك سيدي ،بأن المركبة لا تتحمل هذا النوع من الحرارة |