| Tamamen dürüst olmak gerekirse, buraya gelip bunları söylemek benim için gerçekten zor. | TED | ولأكون كليا صريحا معكم، أنه من الصعب علي أن أقف هنا و أقول |
| Ama onunla çıkarsan ondan nefret etmem daha zor olacak. | Open Subtitles | لكن إذا خرجت معه, سيكون من الصعب علي أن أكرهه. |
| Bu kadar açık olmak benim için zor ama zaman önemli. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أكون صريحة جدا ولكن الوقت عامل مهم |
| Benim için bu konuda konuşması çok zor ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor. O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor. | TED | إنه من الصعب علي أن أتحدت عن ذلك، ويبدو أنه يصعب على أي كان أن يتكلم عن ذلك، لدرجة أن لا أحد يتحدث عن ذلك. |
| Hiçbir şey, bu hayır demek daha da zor oluyor olsa yeni bir aile üyesinin gelmesi ile her beş dakikada. | Open Subtitles | لا شيء ، عدا أنه من الصعب علي أن أقول لا بحضور عضو آخر من العائلة كل خمسة دقائق |
| O ikisinin, bize haber vermeden, hala Yaşayanlar Dünyası'nda... olmalarına inanmam, benim için oldukça zor. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أُصَدِق بأنهما قد بقيتا في العالم الحقيقي دون أن تتصلا بنا |
| Şimdiyse, her ne kadar yanlış sebeplerle de olsa, buna sahibim ve koyverip gitmek zor geliyor. | Open Subtitles | وعندما حصلت على إهتمامها، حتى لوكان بطريقة خاطئة من الصعب علي أن أتركها |
| Fakat sen suyunu çikardigimi düsündüğün için, benim için de artık zor bir hal aldi... | Open Subtitles | أجل، أعرف لكنك تعتقد أنه تافه و من الصعب علي أن.. |
| Durumunu dikkate almak benim için artık zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أستمر بالقلق على وضعك أكثر من هذا |
| Bunu itiraf etmesi zor ama sen haklıydın. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أقر بهذا لكنكِ كنتِ محقة |
| Babama bir şey söylemek benim için ne kadar zor hiç fikrin var mı? | Open Subtitles | هل تعرفين كم من الصعب علي أن أخبر والدي بأي شيء؟ |
| Bunu söylemek zor geliyor, çünkü senden hoşlanıyorum ama politik farklılıklarımızdan dolayı arkadaş olarak kalmalıyız. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أقول هذا، لإنك تروقني فعلاً إنما أعتقد أن أرائنا السياسة مختلفة وأنه يجدر بنا أن نبقى أصدقاء فحسب |
| Bak, sana herkes gibi davranmam benim için zor. | Open Subtitles | اصغي , من الصعب علي أن أعاملك مثل البقية |
| Bak,dinle beni. Gevşemek biraz zor geliyor seks esnasında karım bana gözlerini dikmiş haldeyken. | Open Subtitles | اسمعي، من الصعب علي أن أهدأ عندما أنظر إلى عيني زوجتي وعينيها ينظران إلى عيني |
| Okul işlerine odaklanmak zor geliyordu. | Open Subtitles | كان من الصعب علي أن أبقي عقلي مركزاً على الدراسة |
| Kölelik kelimesini duyduğumuzda genellikle seks ticaretinin düşünürüz ve bu küresel farkındalık yüzünden özellikle bu sektörde güvenli olarak çalışmamın zor olacağı konusunda uyarıldım. | TED | الاتجار بالجنس هو ما نفكر فيه غالباً عندما نسمع كلمة عبودية، وبسبب هذا الوعي في جميع أنحاء العالم، فقد تم تحذيري أنه سيكون من الصعب علي أن أعمل بأمان ضمن هذه الصناعة بالتحديد. |
| Kendini iyi işler yapma moduna sokamaması benim için inanması çok zor bir şeydi. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أصدق... انه لا يستطيع توجيه نفسه لعمل ماهو أفضل من ذلك. |
| Bunu söylemek, benim için çok zor. | Open Subtitles | أجد من الصعب علي أن أتمتم هكذا |
| Parayla ilgili bir sorunum var. Benim için zor... | Open Subtitles | إني أبدد أموالي من الصعب علي أن |
| Burada tek başına acı çekmeni seyretmek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أراك هنا تتعذب لوحدك |