| Eninde sonunda, bunlar sadece işlerini kaybeden emekçi sınıf insanlarıydı. | Open Subtitles | ففي النهاية, كل من خسر وظيفته كان من الطبقة العاملة |
| Bütün o mahkeme salonundan çıkıp giden orta sınıf tipler. | Open Subtitles | كل الموكلين من الطبقة الوسطى الذين خرجوا أحراراً من المحكمة |
| çalışan sınıf ve kent yoksulu Amerikalılar... ...ekonomik olarak şu anki gıda... ...düzenimizden yarar görmüyorlar. | TED | الأميركيين من الطبقة العاملة وفقراء الحضر لا يستفيدون اقتصاديا من جهود نظام غذائنا الحالي. |
| O zamanlar, buraları daha çok beyaz, çalışan sınıfın mahallesiymiş. | TED | في ذلك الوقت، كان أغلب المجتمع عبارة عن منطقة من الطبقة البيضاء العاملة |
| Gerçekten bu tür saçmalıkları, şişman, kelleşen, yüksek orta sınıfın, muhafazakar Yerel kont züppelerinden bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | حقاًن هذه الحماقات يمكن توقعها من بعض الصلعاء، السمينون المحافظون في المقاطعات الريقية، الحمقى من الطبقة فوق المتوسطة. |
| Hepimiz çalışan ailelerin çocuklarıyız ve hayranlarımıza karşı bir güvenirliliğimiz var, bir bağlantımız. | Open Subtitles | نحن الرجال جميعا من الطبقة العاملة ولدينا هذا النوع المصداقية مع الجماهير. اتصال. |
| Oğlan işçi sınıfından, sanata düşkün, sanki yağmur ormanından fırlayıp, cin tonik isteyen bir maymun gibi. | Open Subtitles | هو من الطبقة العاملة، ويحب الفن وكأنه قرد زحف إلى خارج الغابة، باحثاً عن مقوي ومنشّط |
| Aslında burada orta sınıftan beyaz bir adam olarak konuşuyorum. | TED | في الحقيقة، انا أتحدث هنا كرجل أبيض من الطبقة المتوسطة. |
| Yürümekte olan insanların üçüncü sınıf vatandaş olduğunu, halbuki otomobillerde gidenlerin birinci sınıf vatandaş olduğunu gösteriyor. | TED | المبين هنا أنا المارة هم مواطنون من الطبقة الثالثة بينما الذين يتنقلون بالسيارات هم مواطنون من الطبقة الأولى. |
| Bu, dört milyar orta sınıf insanın yiyecek, enerji ve su talep etmesi demek. | TED | هناك 4 ملايير نسمة من الطبقة المتوسطة ممن يحتاجون إلى الطعام، والطاقة والماء. |
| Birçok araştırma da yalnızca orta sınıf ve beyaz kadınlar üzerine odaklanarak sonuçları tüm kadınlara uygulamayı güçleştiriyordu. | TED | ركزت العديد من الدراسات حصريا على النساء البيض من الطبقة المتوسطة مما يجعل تطبيق نتائج الدراسة على جميع النساء مشكلة. |
| Bu kişi kendini orta sınıf bir ev hanımı olarak tanımladı. | TED | الشخصية الأولى صُنفَت على أنها ربة منزل من الطبقة الوسطى. |
| Orta sınıf mensubu siyahi kadınlar bile beyaz hemcinslerine oranla daha kötü sonuçlarla karşılaşıyorlar. | TED | حتى النساء السود من الطبقة الوسطى لا تزال حالتهن سيئةً جداً مقارنةً بنظرائهن البيض من الطبقة الوسطى. |
| Sizler üst orta sınıfın gaylerinin kolay kaybetmeyen iki güzel örneğisiniz. | Open Subtitles | أنتما شابان مثليان ممتازان من الطبقة العليا الوسطى ولا يمكن التغاضي عنكما بسهولة |
| ...Gelişen orta sınıfın artış istatiskleri. | Open Subtitles | ...نظرة للطفرة السكانية من الطبقة المتوسطة المزدهرة |
| İşlerin nasıl yürüdüğünü, Pittsburghlu işçi sınıfından gelen bir adam belirliyor. | Open Subtitles | كيف تسير الأمور حسب ما يحدده شخص من الطبقة العاملة من بيتسبورغ |
| Mahallenin çoğu siyah işçi sınıfından. | Open Subtitles | هذا الحي أغلبه من الطبقة العاملة السوداء |
| Eğer İngiliz üst-orta sınıftan biriyseniz, işsizliğe, "bir yıl ara" dersiniz. | TED | لو كنت انجليزياً من الطبقة الوسطى العليا فإنك تسمى العاطل بشخص في عطلة لمدة سنة |