Satış ilanı asmayı ve bir sürü yabancının varlığını kaldıramam. | Open Subtitles | لا أريد وضعه للبيع والحصول على مجموعة من الغرباء يتفقدونه |
İki yabancının size hayatınızın en güzel hediyesini vermesi çok garip bir şey. | Open Subtitles | من الصعب التصديق أن أثنين من الغرباء يمكنهم ان يعطوك أعظم هبه لحياتك |
Charles Haywire, kalabalık fobisi olan yabancılardan ürken bir paranoyak hastadır. | Open Subtitles | إنه يعاني من الخوف من الحشود مما يجعله يخاف من الغرباء |
Daha iyi tanıyana kadar yabancılardan çekinirler. | Open Subtitles | فهي تخجل من الغرباء حتى تتعرف عليهم جيداً |
Ama yabancı birinden bir şey istemeyen kız deli oluyor. | Open Subtitles | وفتاة لا تريد شيئاً من الغرباء ، هذا هو الأمر الجنوني |
Ama yabancı birinden bir şey istemeyen kız deli oluyor. | Open Subtitles | الفتاة التي لا تريد اي شيء من الغرباء مجنونة |
Bu yabancılarla ilgili bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف لك أن تعرفي الكثير حول مجموعة من الغرباء ؟ |
Köpekler, Yabancıların esneme seslerine oranla sahiplerinin esneme seslerini duyduklarında daha sık esniyorlardı. | TED | يتثاءب الكلاب اكثر عندما يتثاءب اشخاص معروفين لديهم كأصحابهم من غير المألوفون لديهم من الغرباء. |
Eğer burası bir çeşit Mekke'yse, bir uzaylı birleşmiş milletleri, ...bişeyler ifade etmeli. | Open Subtitles | لو كان هذا نوع من التجمع لأمم متحدة من الغرباء لابد أن يعنى هذا شيئا ما |
O küçük mayoları bir grup yabancının önünde giymekten çekinmeyen o iri adam ben olabilirdim. | TED | كنت ذلك الرجل الضخم الذي كان مرتاحًا في تلك السراويل القصيرة أمام مجموعة من الغرباء. |
Bir grup yabancının izini sürmek için bir devriyeydi. | Open Subtitles | كانت دورية حراسة فى إثر زُمرة من الغرباء |
Birkaç tane yabancının çocuğumu tenkit edişini dinlemem zordu. | Open Subtitles | انه من الصعب الاستماع الى مجموعة من الغرباء ينتقدون طفلتي |
Bir grup yabancının önünde kalkıp bu konu hakkında konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب والوقوف أمام مجموعة من الغرباء والتحدث بشأن هذا |
Çok cömertsin. yabancılardan iyilik görmeye alışık değilim. | Open Subtitles | كان ذلك كرم شديد منك فلست معتادا على الطيبة من الغرباء |
Bay Denham bilmenizi isterim ki yabancılardan yardım almak gibi bir huyum yoktur. | Open Subtitles | إذا لم تقتليهم من الضحك بسرعة فهم سيقتلونك أريدك أن تعلم إننى لست معتادة على قبول الصدقات من الغرباء |
Bazen bunu tamamen yabancı birinden duyman gerekebilir. | Open Subtitles | أحيانا تساعدنا لسمعه من الغرباء. |
Sakın yabancılarla konuşma. | Open Subtitles | لكن لا تتكلمي مع أي من الغرباء و انتي في طريقك للخارج |
yabancılarla dalga geçmemelisin! | Open Subtitles | لا يجدر بك أن تسخر من الغرباء إضافة إلى ذلك فأنا أكره الفرنسيين |
Ama Yabancıların yayımladığı videoları görmek ona bir olasılık dünyası açar. | TED | جاء ملف الفيديو هذا لكي يراه العديد من الغرباء وقد فتحت امامه عدة مجالات |
En küçük kızım Yabancıların varlığında utangaçlaşır. | Open Subtitles | أرجو أن تسامحنا يا سيد فيرارز أنها تستحي من الغرباء الحاضرين |
2 defa emre itaati red. uzaylı bir çocuğu kaçırma. | Open Subtitles | . إثنان من تهم الرفض لطاعة الأوامر . إختطاف شيئ من الغرباء |