| Ürettiğimiz dokuyu kurutup çeşitli giysi, ayakkabı ve çantaya kestim ve diktim. | TED | جفّفتُ القماش الذي صنعته وقطعته وحُكته ليصبح مجموعة من الملابس والأحذية والحقائب. |
| Oğlanın üstünde yeni bir takım elbise, kolunun altında da bir yığın değerli kitap var. | Open Subtitles | الصبي لديه حله من الملابس الجديده فوق ظهره, ومجموعهمنالكتبالقيمهتحتذراعيه.. |
| Bir zamanlar, bana 2-3 paket kıyafet teslim edilirdi, iki günde bir. | TED | ذات مرة، كان يصلني مجموعتين أو ثلاثة من الملابس يوماً بعد يوم. |
| Tam olarak bir haftalık iç çamaşırı valizime koydum hepsi bu. | TED | ما يكفيني من الملابس الداخلية لمدة اسبوع هذا كل ما وضعته في حقيبتي |
| Karına güzel kıyafetler almak. | Open Subtitles | وتبتاع لزوجتك الكثير من الملابس الأنيقة |
| Eminim ki hepiniz gecen ay, hatiri... sayilacak kadar, kiyafet almissinizdir. | TED | كلكم إشتريتم ما تحتاجون من الملابس الشهر الماضى; أنا أضمن ذلك. |
| Tess bekliyor, çocuk reyonu, Marshall ve Bradbury. Ufaklık o üstündeki kıyafetleri giydiği sürece onunla beraber şehire inmeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول بأنها لن تأخذ جولة مع ذلك الصبي بما يرتديه من الملابس النتنة |
| İç çamaşırına kadar her şeye ihytiyacım var. İstekli isen seninim. | Open Subtitles | أحتاج كل شيء من الملابس الداخلية إذا كنت راغبة، أنا كلي لك |
| L yaz giysi bir sürü benim dönüş-to-sahibi büyü attı. | Open Subtitles | لقد قلت تعويذة الإعادة لصاحبها للكثير من الملابس هذا الصيف |
| Biz dış kaynaklı üretim yaptıkça, daha ucuza giysi satın alır hale geldik. | Open Subtitles | إنتاج أكثر قمنا الاستعانة بمصادر خارجية، أصبحت أرخص الأسعار من الملابس التي نشتريها، |
| Üzerlerinde yaklaşık 15 kg ağırlığında giysi ve teçhizat taşıyorlar ancak bunu yapmak için eldivenlerini çıkartmaları gerekiyor. | TED | يرتدون نحو 15 كلغ من الملابس والاشياء، ولكن عليهم نزع قفازاتهم للقيام بذلك. |
| Sonra bir mağazaya gideceğim ve kendime son moda bir elbise alacağım. | Open Subtitles | ثم سأذهب لمحلات الملابس لأشترى لنفسى مجموعة من الملابس الجديدة |
| Babamın dolabından sana elbise çalayım mı? | Open Subtitles | هل تريد أن أسرق لك بعضاً من الملابس من خزانه أبى؟ |
| Umarım yanında yedek kıyafet getirmişsindir çünkü balıklama çöpe gidiyorsun. | Open Subtitles | من فضلك، أنا آمل فقط أنك أحضرت مزيداً من الملابس |
| Kim benim dolabımdan giymek için kıyafet çıkarsa... temizlemesini öneririm. | Open Subtitles | من إقترح على بيع جزء من الملابس التي في خزانتي |
| Filipinler'de gönderdiğin iç çamaşırı dolu çanta Moskova'ya pek komik gelmedi. | Open Subtitles | حتى فى الفلبين عندما مررت حقيبة من الملابس الداخلية موسكو لم تجده مسليا |
| Bana git bir parça iç çamaşırı getir desen, iki saniye içinde dönmüş olurdum. | Open Subtitles | إن طلبت منّي إحضار زوجاً من الملابس التحتية، لعدت في لحظتين |
| Karına güzel kıyafetler almak. | Open Subtitles | "وتبتاع لزوجتك الكثير من الملابس الأنيقة" |
| Karına güzel kıyafetler almak. | Open Subtitles | وتبتاع لزوجتك الكثير من الملابس الأنيقة |
| Kompliman almak ya da almamak bir şeyin değerini ölçmek için bence ölçüt olmamalı. ama söz konusu kılık kiyafet ile alakalı bir moda ürünüyse bu durum makul kabul edilebilir. | TED | لا أعتقد أن الحصول على اطراء أو عدم الحصول عليه يجب أن يكون مقياسا لقيمة شيء ما لكني أعتقد انه في حالة الموضة ، كقطعة من الملابس فإنه مؤشر منطقي |
| Bu yüzden deri kıyafetlerimiz var ya. Deri kıyafetleri çok seviyorum. | Open Subtitles | لهذا نحن نرتدي هذه الستر الجلدية أنا بدأت أعشق هذا النوع من الملابس |
| İç çamaşırına kadar her şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج كلّ شيء من الملابس الداخلية. |
| Gömüldüğünde üzerinde olan kıyafetlerden DNA örnekleri alabildik. | Open Subtitles | إتضح أنهُ بإمكاننا إستخراجُ بعض عيّناتِ الحمض النوويّ. من الملابس التي دفنَ بها. |