| Belli ki; şimdiye kadar kimseden yardım istemedin, değil mi? | Open Subtitles | من الواضح أنك لم تطلب من أحد المساعدة من قبل،صحيح؟ |
| Bu gördüğüm en güzel salon, Belli ki kusursuz bir zevkin var. | Open Subtitles | هذه أجمل دار رأيتها في حياتي من الواضح أنك تمتلك زوقاً رفيعاً |
| Ama Belli ki sen görüşüyorsun ve ben de denemeyi bırakıyorum. | Open Subtitles | ولكن، من الواضح أنك ترين أحداً آخر، لذا، فلن أتابع المحاولة |
| Görünüşe göre daha önce burada bulunmuşsun. Herhangi bir şey hatırlıyor musun? | Open Subtitles | من الواضح أنك أتيت هنا في السابق هل تتذكر أي شيء ؟ |
| Anlaşılan benim ülkedeki en iyi at terbiyecisi olduğumu bilmiyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك لا تعلمين أننى أفضل حاكم للخيول بالبلد |
| Belli ki Bayan Felicia Heymans'ın | Open Subtitles | ايتها الجاهله الصغيرة من الواضح أنك لا تعرفين السيدة فيليسيا هيمانز |
| Belli ki arabadan anlıyorsunuz, çünkü bu arabadan iki tane daha satmıştık. | Open Subtitles | من الواضح أنك تعرف السيارات بسبب لقد كان هذا واحد يعود لنا مرتين. |
| Çünkü... Belli ki ikimizden biriyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | لأنه من الواضح أنك كنت تتحدث إلى واحد منّا |
| Yani yapmadım diyorsun ama Belli ki yapmışsın. | Open Subtitles | أعني أنك تنكر ذلك، لكني من الواضح أنك فعلتها. |
| Belli ki kendimi o kamera önüne atışımı görmedin. | Open Subtitles | من الواضح أنك لم ترى الطريقه التي كنت أمد بها نفسي إلى كاميرا التلفاز |
| Belli ki laternacının maymunu gibi dans ettiğimi görmedin. | Open Subtitles | من الواضح أنك لم ترى كيف كنت أرقص هناك كطاحونة القرد |
| Homer, Belli ki çok uğraşmışsın ama ama biriyle çıkmama daha çok zaman var. | Open Subtitles | من الواضح أنك بذلت جهداً كبيراً، لكن أشعر بأن الوقت مبكراً على المواعدة |
| Belli ki bir şey yapmışsın. Hâlâ neye kızgın olduğumu bilmek istiyorum | Open Subtitles | من الواضح أنك فعلت شئ أريد معرفته لكي أعلم إن لا زلت غاضبة منه أم لا |
| Belli ki; şimdiye kadar kimseden yardım istemedin, değil mi? | Open Subtitles | من الواضح أنك لم تطلب المساعدة من أحد قبلاً |
| Belli ki herşeyi hatırlamıyorsun. Hiçbir zaman emirlerimi uygulamazdın. | Open Subtitles | من الواضح أنك لا تتذكر كل شئ لم تعتد على أن تتبع قيادتى |
| Çünkü, Belli ki sen kendi işini yapacak kadar erkek değilsin. | Open Subtitles | . لأن من الواضح أنك لست رجلاً بما فيه الكفاية لتفعل هذا بنفسك |
| Belli ki, siz de bizim kadar Yüce Halka'ya saygı duyuyorsunuz, General O'Neill. | Open Subtitles | من الواضح أنك تقدس الحلقة العظيمة كما نفعل جنرال أونيل |
| Ama Görünüşe göre eski erkek arkadaşın.. ...fikrini değiştirmeni sağlamış. | Open Subtitles | ولكن من الواضح, أنك تأخذين نصيحة صديقكِ السابق بدل نصيحتي |
| Görünüşe göre bizi o kadar iyi tanımıyorsun çünkü hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | حسناً، من الواضح أنك لا تعرفنا جيداً لأننا لن نغادر |
| Anlaşılan ne zaman bir problemin olsa Kahire'ye ve bana dönüyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك تعود إلى القاهرة، وإليّ كلما واجهتك مشكلة. |
| Açıkça görülüyor ki, çocukların için bir eve ihtiyacın var, ...bizimde mil başına 8 galondan fazla benzin alan bir arabaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | من الواضح أنك تحتاج لمنزل لتربي أطفالك نحتاج سيارة تستهلك أكثر من 8 غالونات لكل ميل |
| Lemuel Gulliver, Açıkçası, sende bir tür akıl hastalığı var. | Open Subtitles | ليموئيل غوليفر من الواضح أنك تعاني مشكلة في عقلك |
| - Artık beni istemediğin gayet açık. | Open Subtitles | حَسناً، من الواضح أنك لا تريدني بعد الأن |