| Ve her zaman Hayatınızın bir parçası olacağım. | Open Subtitles | وأنا ستعمل دائما أن تكون جزءا من حياتكم. |
| Bu işler için Hayatınızın bir senesini harcadınız. | Open Subtitles | لقد أمضيتم سنه من حياتكم في هذه الأشياء |
| Hayatınızın bir parçası olmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تكون جزء من حياتكم. |
| "Hayatlarınız sona erdi." | Open Subtitles | [اخذت بعيدا كلا من حياتكم] |
| "Hayatlarınız sona erdi." | Open Subtitles | [اخذت بعيدا كلا من حياتكم] |
| Her biriniz birer gizlilik anlaşması imzalayacaksınız ve hayatınızın geri kalan kısmı boyunca yetecek yüklü birer ödeme alacaksınız. | Open Subtitles | وتوقعون على اتفاقية سرية ثم يقومون بتعويضكم بسخاء لما تبقى من حياتكم |
| Beyler bugün hayatınızın geri kalan kısmının ilk günü. | Open Subtitles | أيها السادة اليوم هو أول يوم من حياتكم |
| Hayatınızın bir parçası olamam. | Open Subtitles | عليكم أن تُخرجونى من حياتكم. |
| Bu Hayatınızın bir parçası. | TED | إنه جزء من حياتكم اليومية . |
| Ancak bunların hiçbiri sizi geriye götüren hatalardan kaçınmazsanız işe yaramayacak, bir açıklama için gereksiz arayışlar, sizin için niçin yanlış kişi olduğuna odaklanmak yerine onu yüceltmek, Hayatınızın bir sonraki evresinde hiç olmaması gerekirken hâlâ ona yer veren düşünce ve davranışlar. | TED | لكن لا شيء من كل هذا سيكون جيدًا إلا إذا منتعتم ارتكاب الأخطاء التي يمكنُ أن ترجعكم إلى الوراء، والأبحاث غير الضرورية من أجل التفسيرات، وتمجيد الأحباب السابقيين بدلًا من التركيز حول كيف كانوا يتصرفون معكم بطريقة خاطئة، والتساهل مع الأفكار والتصرفات التي لا تزالُ تعطيهم دور البطولة في الفصل التالي من حياتكم حيث لا يجبُ أن يكونوا مُلحقًا. |