| Narbo cesetler ve askerlerle dolu değil, ve nezih insanlar evlerinden çıkmaya korkuyorlar. | Open Subtitles | ناربو ليست مليئة بالجثث و الجنود و الأناس المحترمون يخشون الخروج من منازلهم |
| Aynı zamanda evlerinden haftalık arama yapan 3 binden fazla gönüllümüz de var. | TED | لدينا أيضاً أكثر من 3000 متطوع يجرون مكالمات ودية اسبوعيا من منازلهم |
| Bu tuvaletleri inşa ediyorsunuz ve sıklıkla tuvaletlerin kendi evlerinden daha iyi olduğunu duyuyoruz. | TED | لذلك بنينا هذه المراحيض، وكثيراً ما نسمع القرويون يصفونها بأنها أفضل من منازلهم. |
| Görevimiz kaç Iraklının savaş nedeniyle evlerinden ayrıldıklarını ve ihtiyaçlarının ne olduğunu bulmaktı. | TED | كان عملنا هو معرفة عدد العراقيين الذين شُردوا من منازلهم بسب الحرب، وما يحتاجون إليه. |
| evlerinden dışarı çıkaran... Bu kendi başlarına temizledikleri. | TED | لكي لا يمرضون. هذا هو ما ينظفونه من منازلهم. |
| Ve her bir traktör için, 10, 15 aile evlerinden kovuldular. | Open Subtitles | كل واحد من تلك الجرارات كان يتسبب فى تشريد 15 عائلة من منازلهم |
| Ve her bir traktör için, 10, 15 aile evlerinden kovuldular. | Open Subtitles | كل واحد من تلك الجرارات كان يتسبب فى تشريد 15 عائلة من منازلهم |
| İnsanların yapması gereken evlerinden dırışarı çıkıp değişiklik olsun diye dışarıdan içeriye bakmak. | Open Subtitles | ما على الناس أن يفعلوة هو الخروج من منازلهم ويبحثوا عن تغيير |
| İnsanların yapması gereken evlerinden dırışarı çıkıp değişiklik olsun diye dışarıdan içeriye bakmak. | Open Subtitles | ما على الناس أن يفعلوة هو الخروج من منازلهم ويبحثوا عن تغيير |
| Genç kızlar şafak vaktine kadar evlerinden kaybolurlar birden bire ortaya çıkar ve neler olduğunu hatırlamazlarmış. | Open Subtitles | قيل ان الفتيات الصغيرات . إختفوا من منازلهم حتى الفجر . ثم يظهرون بدون ذاكرة فى مكانهم |
| Bu gerçeğin farkına varılmadan önce, radyo ve televizyonlar halka, kapalı bir yerde kalması ve evlerinden dışarı çıkmama uyarısı yapıyordu. | Open Subtitles | أصدرت الحكومة الطارئة ..للولاية بيانا إلى محطات الإذاعة و التليفزيون بالتنبيه على ..المواطنين بعدم الخروج من منازلهم |
| Ev sahibi, kadınları ve çocukları evlerinden ediyorsun. | Open Subtitles | يا مالك العقار، أنت تطرد النساء والأطفال من منازلهم |
| Bazen de arkadaşlarım ve ben beyzbol sopaları ile içeri girer .ve insanları evlerinden zorla dışarı çıkartırız. | Open Subtitles | بعض الأحيان أذهب أنا وأصحابي بمضارب كرة قاعدة ونكره الناس على الخروج من منازلهم. |
| Ve nezih insanlar evlerinden çıkmaya korkuyorlar. | Open Subtitles | و الأناس المحترمون يخشون الخروج من منازلهم |
| Güzel bir yer veya yiyecek için kavga etmiş olabilirler. Yenileme çalışmaları sırasında evlerinden atılanların bir listesini çıkaralım. | Open Subtitles | فلنحضر لائحة بأسماء من تم طردهم من منازلهم بسبب اعادة تنظيم المنطقة |
| Hastahanelerden, huzur evlerinden, tüm Yahudiler'i topladılar. | Open Subtitles | سحبوا اليهود من المستشفيات، و من منازلهم القديمة، |
| Hapishaneye kadar giden ve çocukları evlerinden eden bir birliktelik. | Open Subtitles | إنّها التركيبة المعقّدة التي تقود إلى السجن والأطفال يتم إنتزاعهم من منازلهم |
| Tüm ülkede ve dünyada 5 milyon insan ise töreni evlerinden seyredecek. | Open Subtitles | وأكثر من 50 مليون شخص سيشاهدون من منازلهم ومن مختلف أنحاء البلاد وحول العالم |
| evlerinden alınarak en yakın tıbbi tesise götürülmüşler. | Open Subtitles | لقد أخذوا من منازلهم وتم نقلهم بالحافلات إلى أقرب مركز علاج |
| Şiddet ve zulüm bu adamları evlerinden millerce uzağa gönderiyor. | Open Subtitles | من قبل الذين لا يجدون غذاء,المضطهدين و المعنفين الذين هربوا آلاف الاميال من منازلهم |