bir durumdan ne beklediğini bilmediğinde tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | يكون خطيراً عندما لا تعرف ما يمكن توقعه من موقف ما |
Böyle bir durumdan kurtulmayı hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | يا الهي هل يمكن ان تتخيل ان تنجوا من موقف كهذا؟ |
Aslında, onu kötü bir durumdan kurtardığını düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً,في الحقيقة ,أعتقد أنه أنقذها من موقف سيء |
Dışarı çıkarken park yerinden, gelen çığlık ve bağırışmaları duydum. | Open Subtitles | وفي طريقة وأنا خارجة سمعت صراخ قادم من موقف السيارات. |
Beş dakika önce araba park yerinden çalındı. | Open Subtitles | السيارة سُرقت من موقف السيارات منذ 5 دقائق فحسب |
Sanırım düzgün bir park yeri işime yarar. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يمكنني الإستفادة من موقف جيد لسيارتي |
Ben olmasaydım asla o park yerinin yakınlarında bile olmayacaktı. | Open Subtitles | ما كان ليقترب من موقف السيّارات ذاك أبداً لولا أنا |
- Kötü bir durumdan kaçmak çok zor olabilir. | Open Subtitles | الهرب من موقف فيه إساءة يمكن ان يكون صعبا للغاية |
İnanılmaz çünkü korkunç bir durumdan kârlı çıkıyorsun. | Open Subtitles | هذا لا يصدق لأنك تتكسب من موقف شنيع ، حسناً؟ |
Ama inanılır gibi değil. Çok kötü bir durumdan korkunç ötesi bir duruma sürükleniyor. | Open Subtitles | وبشكل لا يصدق، انتقل من موقف سيء |
İmkânsız bir durumdan kurtuluş yolun var şu an. | Open Subtitles | لديكِ طريقة للخروج من موقف مستحيل |
Boktan bir durumdan kurtulmak için meteliksiz birine yeterince para kazandıracak birini tanımıyorsan benim için beklemeye değer. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تعرف طريقة يستطيع فيها شخص مفلس أن يجني مبلغاً كافياً من المال للهروب من موقف مزر، فالأمر يستحق العناء بالنسبة إليّ. |
Hem de tatsız bir durumdan dışarı adım atıyoruz. | Open Subtitles | في حين نحن نهرب من موقف محرج |
Birkaç kilo aldım ve Jane 80'lerde beni benzer bir durumdan kurtarmıştı. | Open Subtitles | كسبت بضعة باوندات، و(جاين) أخرجتني من موقف مشابه في الثمانينات. |
park yerinden ve otel odasından toplanan her şey burada. | Open Subtitles | ذلك كلّ ما جُمع من موقف السيّارات وغرف الفنادق في الخلف جهة اليمين |
park yerinden ve otel odasından toplanan her şey burada. | Open Subtitles | ذلك كلّ ما جُمع من موقف السيّارات وغرف الفنادق في الخلف جهة اليمين |
Adamın buradaki kırmızı bir kamyonete koştuğunu söyledin ve bu yönde park yerinden geçerek ilerlemiş. | Open Subtitles | قلت أن ذالك الرجل ركض إلى الشاحنة الحمراء و سلك هذه الطريق عبورا من موقف السيارات |
Oraya girince harika bir park yeri demiştim. | Open Subtitles | فكرت " واو ياله من موقف رائع " أنا غاي بالمناسبه |
Ne park yeri ama. | Open Subtitles | يا له من موقف! |
Ben olmasaydım asla o park yerinin yakınlarında bile olmayacaktı. | Open Subtitles | ما كان ليقترب من موقف السيّارات ذاك أبداً لولا أنا |