| Ve kutularda lezzetli, kaçak yiyecekler var. | Open Subtitles | و تلك الصناديق تحتوي على أشياء لذيدة مهربة مثل اللحم المعلب |
| Kasabaya kaçak malları kimin soktuğuna dair bilgin olduğunu duydum. | Open Subtitles | أخبرك أنك لديك معلومات حول من يقوم بتهريب سلع مهربة الى المدينة |
| Birkaç gündür kaçak şeylerle dolu bir torba ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | قبل عدة أيام .. ظهرت حقيبة تحوي أشياء مهربة |
| Hukuk bilginle onu kazanmaya çalışsan da, beni bir korsan Cd'yle satın alamazsın. | Open Subtitles | لذا فيمكنك محاولة رشوتها بدفاعاتك القانونية عنها و لكن لن تتمكنى من رشوتى باسطوانة مهربة |
| Biz bu parçaları oyunu oynamak için kullanırız ülke dışına kaçakçılık yapmak için değil. | Open Subtitles | نحن نستعمل القطع في اللعبة و ليس أشياء مهربة |
| Ünlü bir kaçakçı olursan, işini yanlış yapıyorsun demektir. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا كنتِ مهربة مشهورة فلن تقومي بعملك جيداً |
| Biraz hocalık yapmanın karşılığında iki bin dolarlık kaçak mal mı alacağım? | Open Subtitles | ألفان علبة مهربة تستحق القليل من التعليم؟ |
| Bu akşamın menüsüne kaçak mallarla katıda bulunun mu? | Open Subtitles | أتساهم بأي سلع مهربة لقائمة هذهِ الليلة؟ |
| Şu tersyüz olayında işler yanlış gitti ve bir kamyon dolusu kaçak kot ile bitirdim. | Open Subtitles | حسنا،كانت عملية لم تجري كما توقعنا انتهت بحصولي على شاحنة مليئة سراويل جينز مهربة |
| Şu tersyüz olayında işler yanlış gitti ve bir kamyon dolusu kaçak kot ile bitirdim. | Open Subtitles | حسنا،كانت عملية لم تجري كما توقعنا انتهت بحصولي على شاحنة مليئة سراويل جينز مهربة |
| Bence kargonun düştüğünü görüp kaçak mal olduğunu anlayınca almaya karar verdiler. | Open Subtitles | أظن أنهم رأوا الحمولة وهي ترمي في البحر ظنوا أنها بضاعة مهربة فقرروا الأستيلاء عليها |
| Bunca zaman boyunca aşağıda kaçak bir canlıyı saklıyormuş. | Open Subtitles | أكرهكِ كان يخفي سلعة مهربة حية هناك بالأسفل طوال الوقت |
| Dün gece Televole'de Lennox'la Ryder'ın babasının kaçak olmasıyla ilgili utanç verici bir bölüm yayınladılar gene. | Open Subtitles | الليلة الماضية نشرت مجلة 20/20 بأن القطعة المحرجة الخاصة بلينيكس ووالد رايدر أصبحت مهربة |
| Ama Amerikan Hükümeti kaçak veya yasadışı herhangi bir maddenin taşınmasının yasak olduğunu... | Open Subtitles | لكن الحكومة الأمريكية تلزمني أن أقول أن نقل أي سلع مهربة أو مواد غير شرعية... |
| Bu, kaliteli kaçak mal, Koruyucu. | Open Subtitles | هذه اشياء مهربة رائعة ايتها الحامية |
| Kabaca; bir yılda bir milyar veya daha fazla kaçak mal satılıyor. | Open Subtitles | :إنَّ التقديراتُ المتوقعة تنصُ على ...أنَّ أكثر من بليون قطعةً مهربة يتم بيعها وتصريفها سنوياً خلال هذه المواقع |
| Şimdi sinemanın içine, gizli kameramanımıza bağlanıyoruz, bize filmin kaçak bir kopyasını sağlayacak kişiye. | Open Subtitles | والآن سوف نذهب لمصورنا المختبئ في المسرح... و الذي سيوافينا بنسخة مهربة من الفيلم... . |
| Globe Tiyatrosu'ndan canlı yayın'ın korsan bir kopyası. İzleyelim mi, lütfen? | Open Subtitles | نسخة مهربة من العرض الحي هل يمكن أن نشاهدها؟ |
| Michael Moore'un şu yeni belgeselini korsan olarak bulabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على ديفيديات مهربة مثل فلم (مايكل مور) الجديد ؟ |
| Birkaç yıl önce önemli bir kartel büyük kargo uçağıyla kaçakçılık yapmaya başladı. | Open Subtitles | قبل بضع سنوات، بدأت منظمة مخدرات كبيرة ...بإلقاء بضاعة مهربة من طائرة شحن كبيرة |
| Muhbirimiz üst düzey kaçakçılık kaynağının Bay Yoshida olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (قال لنا مخبرنا أن السيد (يوشيدا هو مصدر لسلع راقية مهربة. |
| Baba, bunlar kaçakçı. | Open Subtitles | أبي.. بضائع مهربة. |
| Jill eroin kaçakçısı olmadığı sürece adil olmaz bu mevzu. | Open Subtitles | ما لم تكن جيل مهربة هيروين لن تكون أبدا مواجهة عادلة |