| Ama bir samuray ekstradan bir kaç gün süre isteyip utanç ve alay konusu olma riskini alıyorsa mutlaka iyi bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | إن خاطر الساموراى بجلب العار والسخرية ليتوسل من آجل مهلة يوم أو يومان لابد أن لديه سبب وجيه |
| rahat bırakın bizi. Bugün okulun ikinci günü. | Open Subtitles | أعطنا مهلة من الوقت, إنه اليوم الثاني لنا في المدرسة |
| Bahsedilen tüm delilleri tamamlamanız için size pazartesiye kadar mühlet veriyorum. | Open Subtitles | سأعطيك مهلة حتى يوم الاثنين لتقدهم جنبا إلى جنب مع اي دليل مفقود آخر |
| Efendim, kısa bir ara rica ediyorum. | Open Subtitles | مع كا إحترامي سيدي, أود أن أطلب مهلة قصيرة. |
| Sana telefon kulübesinden, telefon kulübesine gitmen için Biraz zaman vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيك مهلة للتنقل من مقصورة هاتف إلى أخرى |
| Beni öldürmeni istiyor. Çarşamba'ya kadar vaktin var, değil mi? | Open Subtitles | يريدك أن تقتلني لديك مهلة حتى الأربعاء, صحيح؟ |
| Gel anneye. mola."Anne" bana Biraz itici geldi. | Open Subtitles | حسناً، مهلة."تعال إلى ماما"َ عجزني قليلاً. |
| Bu kadar kısa sürede tekne ayarlamak çok zor oldu. | Open Subtitles | كان لدينا صعوبة تأمين قارب في مهلة قصيرة مثل هذه. |
| Telefon dinleme ile arama için mahkeme kararı. Hakim 60 gün süre verdi. | Open Subtitles | هاهو التفويض وقرار المحكمة بالتصنت، القاضي أعطاكم مهلة 60 يوم |
| Ed'e kötü haberi vermen için sana bir gün süre! | Open Subtitles | سأعطيك مهلة لمدة يوم حتى تنقل الأخبار لآد |
| Bay Radnor'a 24 saatlik süre vereceğimize dair söz verdik. | Open Subtitles | لقد وعدنا السيد "رادنور" بأننا سنعطيه مهلة لـ 24 ساعة |
| rahat bırak Biraz. Bunu benden hoşlandığı için yaptı. | Open Subtitles | أعطه مهلة إنه فعل ذلك لولعة بي |
| -Şununla meşgulüm, beni rahat bırak. | Open Subtitles | - أنا أحاول أن أتكلمها، أعطني مهلة - |
| - Bir ay mühlet verdim. | Open Subtitles | ماذا؟ أنا أعطيته مهلة حتي نهاية الشهر |
| Jüri karar vermeden önce hep bir ara olur zaten. | Open Subtitles | إنها مهلة كمهلة هيئة المحلفين قبل النطق بالحكم |
| - Bize Biraz daha zaman vermelisiniz. - Son gün son gündür. | Open Subtitles | يجب عليك أن تمنحنا مهلة الموعد النهائي ثابت ، آسف |
| Geciken ödevini tamamlamak için Pazartesiye kadar vaktin var Yeterli olabilirmiisn, Fredrick? | Open Subtitles | لديك مهلة حتى يوم الاثنين لإكمال الفرض الدراسي الناقص. |
| Erkek olmanın ne anlama geldiğini düşünmek için bir mola. | Open Subtitles | مهلة للتفكير على ما يعنيه أن تكون رجلاً -سيث) ) |
| Bu kadar kısa sürede yapabileceğimin en iyisi. | Open Subtitles | هذا أفضل ما يمكننى ان اقدمة خلال مهلة قصير |
| Tanrı doksan günlük uzatma hakkı tanımayacaktır. | Open Subtitles | و فارغة هي روحه، فالرب لا يمنح مهلة لـ 90 يوم |
| - Ek süre aldığını sanıyor ama, biri sayesinde, yani benim sayemde... ek süresi yok. | Open Subtitles | لأنه يظن أنه قد حصل على مهلة اضافية؟ وكل هذا بسببي أنا |
| Anlaşmayı onaylamak için saat dörde kadar vaktiniz var. | Open Subtitles | لديك مهلة للساعة الرابعة بعد الظهر لتأكد موافقتك |
| Bu zaman alacaktır ama yeterli zamanımız yok. | Open Subtitles | سيحتاج إلى وقت و ليس لدينا مهلة من الوقت |
| Ama bir ya da iki gün erteleme istiyorum. | Open Subtitles | ولكننى أتوسل إليك لآجل مهلة يوم أم يومان |
| Yas tutmanıza izin verilmeli. Bu işi zorlukla tamamlamak zorunda olmamalısınız. | Open Subtitles | أنتما تستحقان مهلة للحداد، لا يجدر بكما أن تخوضا أمراً كهذا |
| Bana, mekanımdan gitmem için iki haftam olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأعطتني مهلة لمدّة أسبوعين للخروج من هنا |