| görevi halkını savunmaktı, yabancı topraklarda savaşmak için onları terk etmek değil. | Open Subtitles | مهمته كانت للدفاع عن شعبه لا لهجرهم للقتال في بلاد أخرى ماذا؟ |
| Sahibi uğradı. Beni iflas ettirmenin, onun görevi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | جاءنا مالكه ،قال أن مهمته أصبحت مساواة هذا المكان بالأرض |
| Onun işi bulguların üzerine kurduğun dava dosyasını bertaraf etmek. | Open Subtitles | إن مهمته هي أن يفتت القضية التي قمت أنتِ ببنائها |
| İlginç olanı: işini pek de iyi yapmıyordu. | TED | و هنا تكمن المسألة: لم يكن يؤدي مهمته على وجة جيّد. |
| Hakim Bowen, sistemin herkes yararına çalışmasını sağlamak için görev yapıyor ve bu programı duyduğunda mükemmel uyumu gördü. | TED | الآن، وبالفعل كان القاضي بوين مهمته أن يجعل النظام يعمل للجميع، وعندما سمع بهذا البرنامج رآه مناسبًا تمامًا. |
| Beş yıl önce görevinde tanıştığın bir Amerikan istihbarat ajanının neden bu topraklarda olduğunu ve ajanımı aradığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أُريد أن أعرف لماذا عميل مخابرات امريكي، يتسلل للأراضي البريطانية يسعى خلف عميلتي، بعد 5 سنوات من تقابلهم، في مهمته |
| Suriye'deki görevi, kadın köle trafiğini ortaya çıkarıp yok etmek. | Open Subtitles | مهمته في سوريا كانت الكشف و القضاء على تجارة الايماء |
| görevi sizi öldürmekti Albay Kramer ve sizi General Rosemeyer. | Open Subtitles | "مهمته كانت ان يقتلك كولونيل "كرامر "وانت ايضا جنرال "روزماير |
| görevi, çıkmaza bir son vermek ve Japonları alt etmekti. | Open Subtitles | مهمته : القضاء على ورطة الأدغال، وطرد اليابانيين |
| görevi Kuzey Kore'de yakalanan Çin altınları bulmaktı. | Open Subtitles | مهمته كانت استعادة ذهب صينى مُخبأ تم الإستيلاء عليه فى كوريا الشماله |
| görevi dünyayı açıklamak olan biri, ve bunu başardın da. | Open Subtitles | ،الذي أصبحت مهمته هي تفسير العالم ومن القادر على عمل هذا أيضا |
| Çıktığı son görevi dinlemek isterim. | Open Subtitles | ـ للسماع عن مهمته الأخيرة ـ لابد أن أكتب تقريرا |
| Bir bebeğin hayatındaki ilk ayda tek işi büyümektir. | TED | السبب هو أن أول شهر في حياة الطفل، مهمته فقط أن ينمو. |
| Üstelik ilk işi. Başaracağını hiç sanmıyordum. | Open Subtitles | وهى مهمته الأولى ايضا لم اظن انه قد يفعلها |
| Ve beni öldürmeye çalışan her kimse, işini bitirmesini bekledim. | Open Subtitles | وانتظرت أيا كان من يحاول قتلي أن ينهي مهمته. |
| Fred Haise tekrar Apollo 18 ile aya gidecekti, ancak bütçe kesintisi yüzünden görev iptal oldu. | Open Subtitles | كان يفترض ان يعود فريد هيز إلى القمر على متن أبوللو 18 لكن مهمته ألغيت ضغطا للنفقات |
| Son görevinde, yüzü estetik ameliyatla değiştirilmiş ve Türk mafyasının içine sızmış. | Open Subtitles | في مهمته الأخيرة أجريت له عملية تجميل بالوجه |
| Sizi temin ederim, bu kuruluşta, ...mekiğin Görevini tamamlayıp Winged Victory gibi geri döndüğünü görmek istemeyen tek kişi yoktur. | Open Subtitles | و أنا أوكد لك أن لا يوجد أحد في هذه المؤسسة لا يريد أن يرى هذا المكوك يكمل مهمته و يعود كالنصر المجنّح بنفسه |
| Henry ile olan bu konuşmadan sonra görevine kuşkuyla bakmaya ve artık inanmamaya başladı. | Open Subtitles | بعد هذه المحادثة مع هنري , بدأ جون يشك في مهمته وتوقف عن الايمان |
| Sizce son görevinden önce hatıra olarak bir fotoğraf mı çekti? | Open Subtitles | الا تعقتد أنه التقط هذه الصوره كتذكار قبل مهمته الأخيره. ؟ |
| Wobble'da işe girer girmez, Nick'in amacı benim hayatımı cehenneme çevirmek oldu. | Open Subtitles | وسرعان ما تولى وظيفة في تمايل، قدم نيك انها مهمته الشخصية أن أجعل الحياة جحيما. |
| Korkusuz Kaptan Ishaan tehlikeli bir göreve çıktı. | Open Subtitles | القائد إيشان يجلس بدون خوف في مهمته المستحيلة |
| Eğer bütün ajanlar gizli görevden faturalanmamış harcamalarla geri dönselerdi Mr. Hanna ya işsiz kalırdım ya da param biterdi. | Open Subtitles | لو كل عميل رجع من مهمته مع النفقات غير محسوبة لـ السيد هانا ساكون بلا و ظيفة او بلا مال |
| Onun sözlerinde tamamlanmış bir görevin arzusunu duyabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن تسمع فى كلماته الرغبة فى إتمام مهمته |
| Ve neden ölüm döşeğinde, kutsal görevinin henüz bitmediğine inanıyordu. | Open Subtitles | . . و حتى على فراش موته إعتقد أن مهمته المقدسة لم تتحق بعد |
| - İlk göreviydi! - Ve benim son görevim olmayacak. | Open Subtitles | لقد كانت مهمته الأولى ولن تكون مهمتي الأخيرة - |
| İlk atamasını şehire yahut yakın bir köye yaparlar diye ümit etmiştim. | Open Subtitles | كنت آمل أن تكون مهمته الأولى في المدينة.. أو قربها على الأقل |