| Cesetleri takip ettim sadece. Hiç bu kadar dikkatsiz davranmazdın. | Open Subtitles | لقد تتبعت الجثث لم تكونى مهملة هكذا أبداً |
| dikkatsiz davrandığından, veya hata yaptığından değil, kendini kötü hissettiğinden, ve suçluluk duyduğundan buna izin mi vereceksin? | Open Subtitles | ليس لأنكِ مهملة وليس لأنكِ فعلتِ شيئا خاطئا، لكن لأنكِ تشعرين بالسوء؟ |
| Ama şu an burada olma sebebim evliliğimizi sonlandırdığımda biraz dikkatsiz davranmış olma ihtimalim. | Open Subtitles | ولكنّي قصدتك لأنّني ربّما كنت مهملة قليلاً عندما قمت بفسخ زواجنا. |
| Bence bunun cevabı evet, çünkü insan nesillerini etkileyen sorunlar genellikle büyük ölçüde ihmal ediliyor. | TED | وأعتقد أن الإجابة هي نعم، وذلك لأن المشاكل التي تؤثر على الأجيال المقبلة تكون عادةً مهملة للغاية. |
| Dışarıda kimin olduğunu bilmeden kapını açmakla dikkatsizlik yapmıyor musun? | Open Subtitles | ألم تكونى مهملة فى عدم إغلاقك الباب بينما لا تعرفين من الذى بالخارج ؟ |
| Bende öyle düşünüyorum,ama çok pasaklı ve utandırıcı ve evde tembel. | Open Subtitles | إعتقدتُ هذا أيضا ، لكنها مهملة . و تحرجني و كسلانة في البيت |
| Şehrin altındaki terk edilmiş bir rezervuardan faydalanmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | فهي تخطط لوصل بحيرة مهملة تحت المدينة. |
| Evrak işleri ona göre değildi sonuçta. Evrak konusunda dikkatsiz davrandıysa hayatı konusunda da dikkatsiz davranmış demektir. | Open Subtitles | لم تكن تعمل بجد على عملها المكتبي قط ان كانت مهملة تجاه عملها المكتبي |
| Elinde sıcak bir kaseyle nasıl bu kadar dikkatsiz olursun? | Open Subtitles | كيف يُمكنكِ أن تكوني مهملة و أنتِ حاملة لـ طبق ساخن ؟ |
| Sen gerçekten dikkatsiz yetişmiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد انك تلقيت تربية مهملة حقيقية |
| -Belki dikkatsiz değilimdir de küçükken kurşunlu boya yemişimdir. | Open Subtitles | هذه أخطاء مهملة. ربما أنا لستُ مهمل ربما أكلتُ طلاء في طفولتي. -تفضل. |
| dikkatsiz olma ve rol yapmayı dene. | Open Subtitles | لا تكوني مهملة وحاول ان تتظاهري |
| dikkatsiz olma ve rol yapmayı dene. | Open Subtitles | لا تكوني مهملة وحاول ان تتظاهري |
| Çok dikkatsiz bir laboratuar ortağıydı kendisi. | Open Subtitles | لقد كانت شريكة مختبر مهملة للغاية |
| Çok dikkatsiz ve sakardır. En iyisi. | Open Subtitles | إنها مهملة وحمقاء أيضا الأسوأ علي الإطلاق - |
| Aldatan bir eş intikam dolu bir koca ve ihmal edilen bir kız. | Open Subtitles | زوجة بائسة زوج ممتلئ برغبة الانتقام وابنته مهملة |
| Bildiğimiz tek şey onun bir ismi bile olmadan terkedilmiş, ihmal edilmiş ve aç kalmış olmasıydı. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أنها تركت مهملة ودون تغذيه دون أيّ شيء يذكر |
| Nasıl böyle bir dikkatsizlik yapabildin? | Open Subtitles | كيف تكوني مهملة هكذا؟ |
| Tamam. Kişisel alışkanlıklarım konusunda daha pasaklı olmaya gayret edeceğim. | Open Subtitles | حسناً سأسعى لأكون مهملة في عاداتي الشخصية |
| Evet, ceset terk edilmiş görünüyor ve... Bilmiyorum. | Open Subtitles | يبدو أن الجثة تبدو مهملة ، لا أعرف |
| Ancak pek çok poligam kuş ebeveyinlik görevlerinde bu kadar ihmalkar değil. | Open Subtitles | لكن ليست كل الطيور المتعددة الزيجات مهملة هكذا لواجباتهم الأبوية. |
| Yazı baştan savma yazılmış. Uzun harfler ve kuyruklu harflerin bazıları çok vurgulu. | Open Subtitles | الكتابة مهملة ، بعض الصواعد و الهوابط ثقيلة |
| - Tamam Nick, beni rahat bırak! Hayır, hayır, hayır, hayır! Çok dikkatsizsin. | Open Subtitles | دعني وشأني - لا ، لا ، لا أنتِ بدأت تصبحين مهملة - |