| En son baktığımda iki aylık kiranı ben ödüyordum ve eminim ki bu ayı da ödeyecek paran yok çünkü bu işe o kadar takıntılı hale geldin ki normal bir işe girip faturalarını ödemek yerine bu iş yüzünden hayatını sikip atıyorsun. | Open Subtitles | حسنً ، آخر مرة اتذكرها كنتُ قدّ دفعت إيجار شقتك لشهرين و اعتقد أنك لا تملكي لهذا الشهر كذلك بسبب لأنك مهوسة جداً بهذا العمل الذي يريد مضاجعتك فقط |
| Biliyorsun. O, koca bulma konusunda takıntılı. | Open Subtitles | أنها مهوسة لإيجاد زوجٌ لها |
| Clarence sizin için deli oluyor yüzbaşı. Onu çağırayım. | Open Subtitles | كلارينس مهوسة بك، يا كابتين دعْني فقط أَكلمة. |
| Clarence sizin için deli oluyor yüzbaşı. Onu çağırayım. | Open Subtitles | كلارينس مهوسة بك، يا كابتين دعْني فقط أَكلمة. |
| Eee, senin için deliriyor demekki. | Open Subtitles | اذا، هي مهوسة بك. |
| Fez senin için deliriyor! | Open Subtitles | فاس مهوسة بك! |
| O kadın senin kalçalarına takıntılı. | Open Subtitles | تلك الإمرأة كانت مهوسة بوركيك |
| - Evet, takıntılı durumda. | Open Subtitles | -أجل، لقد كانت مهوسة بالأمر |
| Ama aslında hala benim için deli oluyor. | Open Subtitles | لكن في داخل عمقها هي ما زالت مهوسة بي |
| O da benim için deli oluyor. | Open Subtitles | هي مهوسة بي أيضاً. |
| O da benim için deli oluyor. | Open Subtitles | هي مهوسة بي أيضاً. |
| Bu herife deli oluyor. | Open Subtitles | هي مهوسة بهذا الرجلِ |
| Beş yaşındaki oğlum deli oluyor onlara. | Open Subtitles | منذ الخامسة من عمري وأنا مهوسة هذا الهراء. -مرحبا . |