| Fakat not defterini bırakmıştı, baştan beri oradaydı. | TED | لكنه ترك مفكرته الذي كان موجوداً هناك من البداية. |
| Kemiklerimdeki kalsiyum başlangıçta oradaydı. | Open Subtitles | الكالسيوم الموجود في عظامي كان موجوداً هناك منذ البداية |
| Onun evine gittiğimde hafta içi olmasına rağmen Mike da oradaydı. | Open Subtitles | مايك كان موجوداً هناك , وكان ذلك فى ايام العاديه |
| Yağmurda, rüzgarda, karda. O hep oradadır. | Open Subtitles | في المطر، في الريح، في الثلج، كان موجوداً هناك دائماً. |
| Yağmurda, rüzgarda, karda. O hep oradadır. | Open Subtitles | في المطر، في الريح، في الثلج، كان موجوداً هناك دائماً. |
| Sence ne kadar zamandır oradadır? | Open Subtitles | منذ متى كان موجوداً هناك برأيك؟ |
| O gece oradaydın. | Open Subtitles | كنت موجوداً هناك في تلك الليلة. |
| Arayıp bakmanı istiyorum geçen çarşamba akşamı oradaydı mı diye. Lütfen. | Open Subtitles | ما إذا كان موجوداً هناك مساء يوم الأربعاء الماضي, أرجوكِ |
| - Çöpü çıkarıyordum, o da oradaydı. | Open Subtitles | -كنت أخرج القمامة و كان موجوداً هناك |
| Ama FBI davayı temizlerken sen yok oldun ama Stax oradaydı. | Open Subtitles | ولكن عندما بدأت وكالة التحقيقات المركزية بالتدقيق في الأمر أختفيت أنت, وكان (ستاكس) موجوداً هناك |
| MW: Ve işte oradaydı -- (Alkış) tanışmak ve konuşmak için bizi bekliyordu Bali'nin çevresel güzelliğiyle ilgilenme konusunda hevesli olduğumuz için müteşekkirdi ve destekleyiciydi. | TED | وكان حينها موجوداً هناك (تصفيق) بانتظارنا لنتمكن من اللقاء والحديث وكلهم دعم وشكر لإرادتنا في رعاية الجمال والبيئة في جزيرة بالي. |
| ...her zaman oradaydı. | Open Subtitles | "كان موجوداً هناك على الدوام ..." |
| - oradaydı ! | Open Subtitles | -لقد كان موجوداً هناك |
| Harry oradadır diye tahmin ediyordum. | Open Subtitles | أعتقد أن (هاري) كان موجوداً هناك. |
| - Ama ilk sen oradaydın. | Open Subtitles | ولكنك كنت أول شخص موجوداً هناك |
| Ama oradaydın. Kim yaptı? | Open Subtitles | ولكنك كنت موجوداً هناك من الذي قتلها؟ |