| Ve biliyorum bu ilk randevumuz ve sen böyle konuşmamı beklemiyor olabilirsin ama daha iyi olacağım. | Open Subtitles | و أعرف أن هذا موعدنا الأول و أعرف أنه على الأغلب ليست الطريقة التي أردتها للأمور و لكن يمكنني أن أكون أفضل |
| Buna bir de iyi tarafından bak ilk randevumuz unutulmaz oldu. | Open Subtitles | ، أنظري للجانب النير موعدنا الأول كان جديراً بالذكر |
| Bizim ilk buluşmamız da iyi gitmemişti. Onunla bir daha görüşmeme kararı almıştım. Bir hafta sonra yanına taşındım. | Open Subtitles | ولا موعدنا الأول أيضاً، قررت وقتها ألا أراه ثانيةً بعدها بأسبوع انتقلت للعيش معه |
| Göl kıyısında bir yer vardır. İlk buluşmamızda oraya gitmiştik. | Open Subtitles | هناك مكان بالقرب من البرْكة، حيث قضينا فيه موعدنا الأول |
| Bunu Ross için yaptığımızı biliyorum, ve bunda bir sorun yok. Ama eğer bana kalsaydı, ilk randevumuzda bunu yapmazdık. | Open Subtitles | يمكن أنّ أقول بأنّي أعرف بأنّنا نعمل هذا من أجل روس وذلك جيد، ولكن لو كان الأمر بيدي، هذا ليس ما سنعمله في موعدنا الأول |
| Sadece ilk randevumuzu gözümde canlandırıyorum. | Open Subtitles | انا لا اقدر ان اتخيل نفسي في موعدنا الأول |
| İlk randevumuz kısa sürmüştü, çünkü sen, kendi sulama sistemini sabote etmiştin. | Open Subtitles | موعدنا الأول لم يكتمل لأنكِ خرّبتِ نظام الرّش عندكِ |
| Sokakta böyle el ele yürüdüğümüz ilk randevumuz bu. | Open Subtitles | تعلمين أن هذا موعدنا الأول الذي نمشي به في الشارع هكذا |
| Evet. Bizim ilk randevumuz Çılgın Geceler Turnesindeydi. | Open Subtitles | أجل، موعدنا الأول كان في جولة كريزي نايت. |
| Dün gece ilk randevumuz tarihin en güzel randevularından biri değildi, biliyorum. | Open Subtitles | ليلة أمس أعلم أن موعدنا الأول كان مخيباً |
| sen bir sürtüksün aslında ilk randevumuz sayılmazdı, Piper. | Open Subtitles | لقد فسدتِ لم يكن موعدنا الأول, بايبر |
| Bu ilk buluşmamız ve eşyaların burada değil yani. | Open Subtitles | هذا هو موعدنا الأول لذلك لسنا متأكديْن من أنّك ستكون هنا |
| İlk buluşmamız burada olmuştu, farkındasın değil mi? | Open Subtitles | هل تدرك أن هذا هو المكان الذي قضينا فيه موعدنا الأول |
| Oda sevisini çağırabiliriz. Bu ilk buluşmamız olur. | Open Subtitles | يمكننا طلب خدمة الغرف ونتصرف وكأننا في موعدنا الأول |
| Sadece ilk buluşmamızda gözlüklerimi giymek istemedim. | Open Subtitles | لكنني لم أريد ارتداء نظارتي في موعدنا الأول |
| İlk buluşmamızda "Başımda belâ bir şeytan var..." | Open Subtitles | في موعدنا الأول مرحباً هناك شيطات يطاردني |
| İlk randevumuzda bir suç işlemek istemiyorum. | Open Subtitles | المشكله أنني لا أريد إرتكاب جريمه في موعدنا الأول |
| Evet. İlk randevumuzda buraya geldik. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي ذهبنا به في موعدنا الأول |
| Yetişsem iyi olur. Eğer ilk randevumuzu iptal edersem beni geri alması zor olur. | Open Subtitles | من الأفضل لي لن تستردني لو أنني ألغيت موعدنا الأول |
| Uzun yıllar sonra, kutlama yaparken... 37. evlilik yıl dönümünde... arkadaşlarımızdan biri bize ilk buluşmamızı sorarsa... ne söyleyeceğiz? | Open Subtitles | أعوام من الآن عندما نحتفل بمناسبة عيد زواجنا السابع والثلاثين و واحد من أصدقائنا سأل عن موعدنا الأول |
| İlk randevumuzun yıl dönümü önümüzdeki hafta ve bunu, okuma yazma bilmeyen birini sikerek kutluyor. | Open Subtitles | ذكرى موعدنا الأول الأسبوع القادم وانظري كيف يحتفل بمضاجعة أمية |
| Buyur. Bunlar ilk çıkmamız kötü geçtiği için.. | Open Subtitles | تفضلي، تعويضاً عن موعدنا الأول |
| Şimdi, ilk çıktığımız gece neden onun hakkında yalan söylediğimi anladın mı? | Open Subtitles | لذا، اتعرفين الآن لم أردت .. أن أكذب حوله في موعدنا الأول |
| İlk çıktığımızda bira içmiştik | Open Subtitles | موعدنا الأول في الغابة كان مع شراب الجعة |