Seçimi kaybedeceğinden emin olamazsınız. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تكون مُتأكّداً أنّه كان سيخسر الإنتخابات. |
O olduğuna emin değilim, gerçi. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّداً أنّه القاتل، بالرغم من ذلك. |
Ben olmadığından o'kadar da emin değilim. | Open Subtitles | حسناً، لستُ مُتأكّداً أنّه لا يُوجد هناك. |
Kızının katilinin peşinden nasıl gideceğini etrafta kimselerin olmadığından emin olduğu karanlık bir gecede savaştan kalma silahıyla onun önünü kesip gerçeği söylemesi karşılığında onu affedebileceğini bile söyleyebileceğini ve itirafını da duyduktan sonra öfkesine nasıl yenik düşebileceğini. | Open Subtitles | كيف يمكن أن يُلاحق قاتل ابنته بليلة مُظلمة، عندما يكون مُتأكّداً أنّه لا يوجد أحد في الجوار. كيف يُمكن أن يُواجهه بمُسدّس أحضره معه من الحرب. وقد طلب السماح في مقابل الحقيقة. |
Bunun doğru olduğuna artık emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّداً أنّه صائباً بعد الآن. |
Erkek olduğundan o kadar da emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّداً أنّه كان رجلاً. |
Bunu yapmadigindan emin degilim. | Open Subtitles | حسناً، لستُ مُتأكّداً أنّه لمْ يفعل، إنّما أقول فقط أنّ هُناك... |
Jane'i birçok kez takip ettim bu kez haklı olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | الآن، لقد تبعتُ (جاين) لطُرق عديدة، ولكنّي لستُ مُتأكّداً أنّه مُحق هذه المرّة. |
Yalan söylediğinden emin değilim. | Open Subtitles | -لستُ مُتأكّداً أنّه لا يقول الحقيقة . |
Onun bir polis olduğundan bile emin değilim. | Open Subtitles | -لستُ مُتأكّداً أنّه شرطي . |