| Çinli çapkınlar katıksız zevk düşkünleridir onlar için aşk, eğlence kaynağıdır. | Open Subtitles | الصينيّون الخليعون هم محض متعيّون، لمن يجد في الحُبّ مُتعة والّذي يسعون إلى تحسينه. |
| Her gün aynaya bakıp, hiçbir şey görmemek gereğinden fazla değer biçilmiş bir zevk. | Open Subtitles | أنظر إلي المرآة كلّ يوم ولا أري شيئاً فيها إنها مُتعة مُبالغ فيها |
| Bir gecelik bu kadar eğlence yeterdi. | Open Subtitles | لقد حظينا ما يكفي من مُتعة. لهذا المسّاء. |
| İkili takıma dahil olmak genelde bundan daha eğlencelidir. | Open Subtitles | التعاون الثُنائي عادةً ما يكون أكثر مُتعة من ذلك |
| Gerçekler nadiren eğlencelidir. | Open Subtitles | الحقيقة مُتعة نادرة. |
| Öyle görünüyor ki anlaşılmak küçümsenen bir zevk. | Open Subtitles | اتّضح أنّ كونك مسموع لهو مُتعة مبخوس قدرها. |
| Anlaşılmak küçümsenen bir zevk. | Open Subtitles | أن تكون مفهوماً لهو مُتعة مبخوس أمره. |
| Sadece bunun gibi küçük şeylerden zevk almaya bakacağım. | Open Subtitles | {\pos(192,200)} لا، لن أقتلكَ يا (بيل)، إنّي أجد مُتعة في لحظاتٍ مثالية كهذه. |
| Bunu yapmak bana hiç bir şekilde zevk vermeyecek. | Open Subtitles | لن يجعلني هذا أشعر بأي مُتعة |
| Güzel, sağlığa yararlı eğlence. | Open Subtitles | -جيّد، مُتعة نافعة . |
| Bayraklar ile eğlence'ye hoş geldiniz. | Open Subtitles | مُتعة الأعلام، |
| Olağanüstü eğlencelidir. | Open Subtitles | هو أكثر مُتعة رائعة |