Hatta o kadar zeki olduğumu düşündüm ki oyunu oynarken tembellik yapmakla kalmadım, daha çok risk almaya başladım, oynayabileceğim en büyük turnuvalarda oynamaya başladım, dünyanın en iyilerine karşı. | TED | في الواقع، ظننت أني بارعة للغاية لدرجة أنّني لم أصبح كسولة فقط في دراستي للّعبة، بل وأصبحت أكثر مُجازفة. شاركت في أكبر قدر ممكن من البطولات ضدّ الأفضل في العالم. |
Minimum risk, minimum tehlike. Sadece milleti incitmeyi seven iki çok zeki pislik o kadar. | Open Subtitles | إنّها مُجازفة صغيرة، ومخاطر قليلة، مُجرّد حقيران ذكيّان يُحبّان إيذاء الناس. |
Aynı zamanda almaya değecek bir risk. | Open Subtitles | إنها مُجازفة تستحق المُخاطرة |
- tüm şeyini sadece bir şeye yatırmak çok riskli. - Evet. | Open Subtitles | إنّها مُجازفة أن يستثمر المرء في شيء واحد - أجل - |
Şükür ki, "Soğuk terapi" isimli oldukça riskli bir tıbbi tedavi sayesinde Bay Everett hem yaşıyor, hem de yürüyor. | Open Subtitles | ! لحسن الحظ, سيّد (إيفريت) حيّ ويمشي اليوم! والشكر إلى عمليّة مُجازفة للغاية تُدعى "العلاج البارد" |
Çok riskli görünüyor, Edgar. | Open Subtitles | ينطوي الأمر على مُجازفة كبيرة، (إدغار)... |
Aynı zamanda almaya değecek bir risk. | Open Subtitles | إنها مُجازفة تستحق المُخاطرة |
Steve, riski almayı isterim ki bu da kesinlikle risk olarak nitelendirilebilir... | Open Subtitles | (ستيف)، أنا مُستعد لأن أجازف وهذه مُجازفة بالتأكيد |
Yüksek risk taşıyan uygulamalar. | Open Subtitles | هذة منطقة مُجازفة شديدة! |
Birkaç olumsuz makale yüzünden çok riskli görünüyor, Edgar. | Open Subtitles | ينطوي الأمر على مُجازفة كبيرة، (إدغار)... وذلك بعد أن صدر بحقّنا مقالات غير جيّدة بالصحف. |