| Etrafın, üretim hatası olmayan... insanlarla dolu. | Open Subtitles | أنا مُحاطة بأناس لا يعانون من عيوب نصنيع | 
| Ne kadar yükseğe tırmanırsan, o kadar farkediyorsun ki Etrafın psikopatlar ve suikastçilerle dolu. | Open Subtitles | كلما ترتفعين ، كلما زاد إدراكك بأنك مُحاطة بالقتلة و المجانين | 
| Fransa onu kurtarmaya gelebilecek diğer krallar ve ordularıyla çevriliydi. | Open Subtitles | كانت فرنسا مُحاطة بالحُكام المتفردين الذين قد يأتوا لنجدته | 
| Estella bununla birlikte büyüdü, her gün onun etkisiyle çevriliydi. | Open Subtitles | (إستيلا) تربت على ذلك، مُحاطة بالعوامل المؤثرة كل يوم. | 
| Ama size şunu söyleyeyim, herkes benden nefret ediyor. Çevrem düşmanlarla kuşatıldı. | Open Subtitles | دعنى اقول لك هذا , كل الناس تكرهننى, انا مُحاطة بالأعداء | 
| General Perry'nin bölüğüne Yemen'deki Amerikan elçiliği göstericiler tarafından kuşatılmış durumda. | Open Subtitles | هذا يأتى مباشرة من خلال قسم الجنرال بيري السفارة الأمريكية في اليمن مُحاطة من قبل حشد من المتظاهرين | 
| Etrafın ölümle, hastalıkla çevrelenmemeli. | Open Subtitles | ... لا يجب أن تكوني مُحاطة بالموت والأمراض | 
| - Etrafın sarıldı. | Open Subtitles | إذهب أنت مُحاطة | 
| - Etrafın erkeklerle çevrilmiş durumda. | Open Subtitles | -إنكِ مُحاطة بالرجال | 
| Etrafın cesetlerle dolu, Lanie. | Open Subtitles | -ليني)، أنتِ مُحاطة بالجثث) . | 
| Alan FBI tarafından kuşatıldı. | Open Subtitles | الصالة مُحاطة بالشرطة الفيدرالية | 
| Alan FBI tarafından kuşatıldı. | Open Subtitles | الصالة مُحاطة بالشرطة الفيدرالية | 
| Berlin, Doğu Almanya tarafından kuşatılmış durumda. | Open Subtitles | برلين ) مُحاطة بألمانيا الشرقية ) |