| Ve o haklı çıktı. Hayır, bu bir cevap değil. | Open Subtitles | ـ تبين ليّ أنه كان مُحقاً ـ هذه ليست إجابة |
| - Kart konusunda haklı olduğuna emin misin? | Open Subtitles | ـ هل أنت متأكد أنه كان مُحقاً بشأن تلك البطاقة ؟ |
| Daha önce de böyle şeyler hissetmişti ve her defasında da haklı çıktı. | Open Subtitles | رادوته هذه المشاعر مسبقاً ولقد كان مُحقاً مراراً وتكراراً |
| Neyse, elektriksel pire tasması konusunda haklıydın. | Open Subtitles | بالمناسبة ، لقد كُنت مُحقاً بالنسبة لطوق البرغوث الكهربائي |
| Saçmalık bu, o vurma olayında bal gibi de ben haklıydım. | Open Subtitles | هذا هراء بعض الشئ ، لقد كُنت مُحقاً بخصوص تلك الضربة |
| Adam deli ama bir konuda haklıymış. | Open Subtitles | اسمعي، الرجل مجنون، لكنّه كان مُحقاً في شيءٍ واحد. |
| Çünkü haklıydı. haklı olduğu için ondan nefret ettin. Ben de yanıldığı için hukuktan nefret ettim. | Open Subtitles | لقدكرهتهلأنهكان مُحقاً, وأنا قد كرهت القانون لأنه كان خاطئ |
| Bu kendini beğenmişliği geçersen, adam haklı. | Open Subtitles | لأنه حينما تنهى هذا التكبّرَ، فإنه مُحقاً |
| Ben RJ Berger, ve ben haklı değilim. | Open Subtitles | . أسمي أر جي بيرغر . و كلا . لقد كنتُ مُحقاً |
| haklı çıktığında ne kadar tatmin olacağını düşün bir de. | Open Subtitles | فكّر كم ستكون راضياً عن نفسك عندما تكون مُحقاً. |
| Babanın ölümü senin belirleyici anındı, haklı mıyım? | Open Subtitles | كانت تلك اللحظة اللتي حددت شخصيتك ؟ ألست مُحقاً ؟ |
| Telefonunu takip ettiğimde haklı olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | عندما حدّدتُ موقع هاتفكِ، أدركتُ أنّي كنتُ مُحقاً. |
| Onu haklı çıkarmayacağım. Senin hakkında haklı çıkmayı seçiyorum. | Open Subtitles | ولن أسمح لها بأن تكون مُحقة وأختار أن أكون مُحقاً بشأنك. |
| Belki onu Em City'den... göndermek istediğini söylediğinde haklıydın. | Open Subtitles | أظنُ أنكَ كُنتَ مُحقاً عندما قُلتَ أنكَ أردتَ نقلهُ من مدينة الزمرد |
| Biliyor musun, en başından haklıydın. | Open Subtitles | تعلم ماذا؟ كنتُ مُحقاً في المرّة الأولى. |
| Ben de tüm gün bu fotoğrafa bakıp neden bu kadar tanıdık geliyor diye düşünüp duruyordum. Ve haklıydım. | Open Subtitles | كنتُ أحملق في هذه الصور طوال اليومِ، وأتسائل لمَ تبدو مألوفةً، و كنتُ مُحقاً. |
| Ben de tüm dosyalardaki müfettiş raporlarına baktım. Ve haklıymış. | Open Subtitles | لذا عدتُ وتحققتُ من الملفات، كلّ تقارير مُفتشي المباني، وكان مُحقاً. |
| Ve eğer Gölgeler Kitabı haklıysa, onun bir çeşit gaz baloncuğu gibi kaybolması, kurbanların serbest kalması, güvenli bir ortam kalması gerekiyor. | Open Subtitles | وإن كان كتاب الظلال مُحقاً فهو سيختفي كفرقعة فقاعة غازيّة، ليحرّر ضحاياه، ويتركهم بأمان تام |
| Müşteri her zaman haklıdır, bu nedenle kovuldum. Ama bu müşteri haksızdı. | Open Subtitles | الزبون دائما مُحق,لذا فأنا مطرود لكن هذا الرجل لم يكن مُحقاً |
| Yarın balayına gittiğini biliyorum, ama haklıysam, şimdi bir itiraf alabiliriz. | Open Subtitles | أعلم أنكٍ ستذهبين غداً إلى شهر عسلك ولكن إذا كُنت مُحقاً ، فنستطيع الحصول على إعتراف الآن |
| Belki de bu kez çoğu zaman olduğu gibi yine haklısındır. | Open Subtitles | ربما يكون هذا إحدى تلك الأمور التي قد كنتَ مُحقاً بشأنها مرّات عديدة. |
| haklısın, biliyorum. Çok zavallı biriyim. Hayır. | Open Subtitles | أنت مُحق، أعلم أنك مُحقاً ولكنني أكثر شخصاً مُثيراً للشفقة |
| Gelinin bu mühim haftasında, hiçbir nedime tüm ilgiyi kendi sorunlarına çekmez sonuçta, Haksız mıyım? | Open Subtitles | أعني لا يُمكن للإشبينة أن تسرق الأضواء كثيراً بمشاكلها في عطلة العروس الهامة ألستُ مُحقاً ؟ |
| haklıymışsın. Gerçekten hiç hız yapmıyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتَ مُحقاً , فأنت بالفعل لا تقود بسرعة مطلقاً |
| Haklıysan ve Sanctum Corporation beni sattıysa, o zaman beni kimse güvende tutamaz. | Open Subtitles | إذا كُنت مُحقاً وقامت المُنظمة بالتخلي عني ، فلا يوجد شخصاً ما يستطيع المُحافظة على سلامتي |