Belki sen de Alvarez ve Rivera ile... toplantılara katılsaydın, sonuç daha farklı olabilirdi. | Open Subtitles | معَ ألفاريز و ريفيرا ربما كانَت الأمور انتَهَت بشكلٍ مُختَلِف |
Ölebilir, emekli olabilir, yeni bir baş yargıç davaya farklı gözle bakabilir. | Open Subtitles | فلَو مات أو تَقاعَد، فربما القاضي الجَديد سيَنظُر إلى عُقوبَة الإعدام بشكلٍ مُختَلِف |
Haber programları arasında gezinip dururum aynı hikâyeyi yakalamaya çalışırım, çünkü her program farklı bir şekilde anlatır olayı. | Open Subtitles | أُقَلِّبُ بينَ برامِجِ الأخبار آمِلاً أن ألحَقَ بنَفسِ القِصَة لأنَ كُل بَرنامَج أخبار يُخبِرُ القِصَة بشكلٍ مُختَلِف |
Doğru, bu farklı. | Open Subtitles | صحيح، هذا مُختَلِف |