| Dışarıda bir koruma var,muhtemelen silahlı. | Open Subtitles | ثمة حارسٌ خارج الجناح، وعلى الأرجح مُسلّح |
| Bir kaç yıl önce East Village'de silahlı soygun dizisi üzerine çalışmıştım. | Open Subtitles | قضيّة سطو مُسلّح عملت عليها منذ عدّة سنوات في القرية الشرقية |
| Bir müttefikin konsolosluğuna silahlı saldırı düzenlemekten söz ediyorsun, Fi! | Open Subtitles | تتحدّثُ عن اعتداءٍ مُسلّح لِقُنصليّة حكومة صديقة |
| Daireyi aramak için iznin vardı ve şüphelinin, silahlı ve tehlikeli olduğunu varsaydın. | Open Subtitles | كان لديّك تفويض لتفتيش المبنى، إفترضت أن المشتبه به كان مُسلّح وخطر |
| Silahsız bir oyuncakçıyı paketlemek için bir avuç dahiye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | فلا أحتاج مُساعدة مجموعة من العباقرة على إعتقال فنان غير مُسلّح. |
| silahlı ve tehlikeli bu sebepler yüzünden olağanüstü hal ilan ediyorum. | Open Subtitles | ،إنه مُسلّح وخطير ولأجل هذا فأنا أعلن حالة الطوارئ |
| O silahlı bir soyguncu. Onu burada istemiyorum. | Open Subtitles | إنهُ سارقٌ مُسلّح أريدهُ أن يخرُج من هنا |
| Demek istediğim, silahlı bir adam buraya gelip çocuğunu çaldı ve buradaki kimse onu durdurmak için birşey yapamadı. | Open Subtitles | أعني، رجُل مُسلّح دخل هُنا و سرق إبنُه، ولا أحَد يستطيع فعل شيء لمنعِه. |
| Şüpheli tehlikeli, silahlı ve bina içine sıkışmış durumda. | Open Subtitles | المشتبه به مُسلّح وخطر، ومُحاصر داخلالمنشأة... |
| - Bir müttefiğin konsolosluğuna silahlı saldırı düzenlemekten söz ediyorsun, Fi! | Open Subtitles | . -تتحدّثين عن هجوم مُسلّح لقنصلية دولة صديقة؟ |
| - Ve silahlı bir motorcu tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | ثمّ قتل بواسطة راكب درّاجة مُسلّح. |
| silahlı olduğunu varsayın. Çalınan polis aracı bulundu. | Open Subtitles | باعتبار كونه مُسلّح وسارق لمركبة شرطة |
| silahlı soygun bu, "silah"ı vurguluyorum. | Open Subtitles | أنها سطو مُسلّح وأكد على مُسلّح |
| silahlı ve zeki. | Open Subtitles | إنه مُسلّح وذكي |
| Azılı suçluların eyaletten eyalete çakal sürüleri gibi yayılmaları Amerika'yı silahlı istila etme anlamına geliyor. | Open Subtitles | ما يُخلّفه المجرمون من فوضى ينتقل من ولاية لأخرى كقطيع من الذئاب... وذلك على قدر المُساواة بغزوّ مُسلّح يجتاح "أمريكا." |
| Henry Allen Miller, eski hastan, başka bir silahlı soygun şüphelisi konumunda. | Open Subtitles | (هنري ألين ميلر) ، مريضكِ السابق، مُشتبه بعملية سطو مُسلّح مُنتظرة. |
| Kurt sürüsü gibi eyalet eyalet dolaşan acımasız suçluların yarattığı durum Amerika'nın silahlı bir işgaline denktir. | Open Subtitles | ما يُخلّفه المجرمون من فوضى ينتقل من ولاية لأخرى كقطيع من الذئاب... وذلك على قدر المُساواة بغزوّ مُسلّح يجتاح "أمريكا." |
| silahlı ve tehlikeli olduğunu düşünülüyor. | Open Subtitles | "يُعتقد بأنّه مُسلّح وخطير جدّاً" |
| ...Maske takmış silahlı soyguncunun üzerine atlayarak kendisini büyük riske sokan adam... | Open Subtitles | "الرجل الذي خاطر بنفسه كثيراً نزع سلاح مُسلّح ملثّم وطارده..." |
| Yakalandıkları şu soygun var ya orada Vaughn Silahsız bir korumayı vurmuş. | Open Subtitles | تلك المُهمّة التي قُبض فيها عليهما، أردى (فون) حارساً غير مُسلّح. |
| Ateş etme. Silahsızım. | Open Subtitles | لا تُطلِق النار، أنا غير مُسلّح |