| Hak ettiğini aldı... hiç düşünmeden öylesine tehlikeli girişimlere atıldı ki. | Open Subtitles | وهو نال ما يستحق لمخاطرته بمثل تلك المغامرة الطائشة |
| Özel biri, üç kardeşini kaybetti diye ve eve dönüş vizesi aldı. | Open Subtitles | هناك عريف في الفرقه101 فقد ثلاثه من اخوته و نال تذكرة عوده للوطن كيف جاء الى نيوفيلي؟ |
| Savaş Bakanı yardımcısından referans mektubu almış. | Open Subtitles | نال خطاب توصية من نائب رئيس وزارة الدفاع. |
| Babam onu haklamadan önce iblis onu hakladı galiba. | Open Subtitles | لقد نال منه قبل أن ينال أبي منه ، أعتقد ذلك |
| Bayan Ness, sanırım, kocanız Al Capone'u ele geçiren adam oldu. | Open Subtitles | سيد نيس , اعتقد ان زوجك اصبح الرجل الذى نال من آل كابون |
| Halkımızı Tanrı'dan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Hak ettiğini buldu. | Open Subtitles | لقد كان يحاول تضليل شعبنا عن الله، لقد نال ما يستحق |
| Binbaşı Sheppard Yarbay Sheppard'a terfi etti. | Open Subtitles | نال الرائد شيبارد ترقية وأصبح المقدم شيبارد. |
| Sonra üçüncüsü, senin tarafını tuttuğu için... güvenini kazanan. | Open Subtitles | ثم الثالث الذي نال ثقتك لمجرد أنه يؤيد رأيك |
| Sanıyorum sonunda saygını kazandı. Değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه يشعر بذلك وأخيراً نال احترامك أليس كذلك؟ |
| Gözümü benden alan kılıç aynı zamanda erkekliğimi de aldı benden. | Open Subtitles | السيف ذاته الذى نال من عينى نال من رجولتى أيضاً |
| Demek istediğim, adam sonunda hakettiği şeyi aldı. | Open Subtitles | أنا أقصد بأن الرجل أخيرا نال ما كان يستحقه |
| Yaralı arkadaşını çatışma alanından kurtardığı için gümüş madalya aldı. | Open Subtitles | و نال وساماً لإخراج زميل جريح من مرمى النيران |
| O tatlı ve güzel bir insan, ve o orospu çocuğu ondan bir şey aldı. | Open Subtitles | إنها انسانه جميلة وعذبه وذلك الحقير نال منها |
| Başka ailelerin de tehlikede olduğunu düşünsek açıklama yapılmasını isterdim ama bence adam istediğini aldı. | Open Subtitles | إذا ظننا أن العائلات الأخرى في خطر سألح بأنه علينا الإدلاء ببيان لكن أعتقد أن هذا الرجل نال ما يريده. |
| Çiftlikte analitik ve dilbilimden yüksek derece almış. | Open Subtitles | نال درجات مُرتفعة في علم التحليل واللغويات. |
| Birisi dün gece uykusunu iyi almış. | Open Subtitles | أحدهم نال قسطا جيدا من النوم البارحة |
| Adam beni hakladı bugün. | Open Subtitles | ذلك الرجل .. ذلك الرجل نال مني اليوم |
| O beni hakladı, çok kanıyor mu? | Open Subtitles | لقد نال مني , أيوجد دماءاً كثيرة ؟ |
| Kocanızın bu kitabı nerede ve ne zaman ele geçirdiğini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرين متى واين نال زوجك هذا الكتاب؟ |
| Hak ettiği cezayı buldu. Velour'u sırf kabarık ve mavi bir Cadillac'ı olduğu için suçladı. | Open Subtitles | لقد نال ما يستحقه، فقد ركّز على الرجل الأسود لأنّه كان منتفخ الشعر و يملك سيارة زرقاء. |
| Çocuklardan ikisi kavga ediyorlardı. Ve canıma tak etti. | Open Subtitles | كان يتشاجر طفلان، و نال ذلك منّي نوعاً ما |
| Bence Paul'la evlenmelisin çünkü o senin duvarlarını yıkmayı başaran ve güvenini kazanan nadir kişilerden birisi. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يجب أن تتزوجي ببول لأنه لأنه واحد من القلائل الذين استطاعوا تحطيم دفاعاتك و نال ثقتك |
| Pulitzer Ödülünü şimdiden kazandı. Ve henüz basılmadı bile. | Open Subtitles | لقد نال الكتاب جائزة بوليتسر ولم يعرض في الأسواق بعد |
| Bu fotoğraf, yüzme yarışından plaket aldığı gün çekildi. | Open Subtitles | التقطت هذه الصورة عندما نال شارة السباحة. |