Sizi çağırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا أن نتصل بك |
Sizi çağırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا أن نتصل بك |
Lindsey Farris burada bir posta kutusu tutmuştu. Berlin'den size posta yolladı ve geldiğinde sizi aramamızı istedi. | Open Subtitles | لقد قامت (ليندسي فاريس) باستئجار صندوق بريدي هنا لقد أرسلته من برلين و طلبت أن نتصل بك عندما يصل |
- Öyleyse neden sizi aramamızı istedi? | Open Subtitles | لماذا طلبت أن نتصل بك إذاً؟ |
Öyleyken bile ikna olmamışlardı ve "Tamam, sizi arayacağız," dediler -- hiç aramadılar. | TED | ورغم هذه المحادثة لم يقتنعوا فقالوا له .. حسناً سوف نتصل بك لاحقاً .. ولم يقوموا بذلك |
Tamam. Pekâlâ, sonuçlarla birlikte yere indiğimizde sizi arayacağız. | Open Subtitles | حسناً سوف نتصل بك عندما نكون على اليابسة ومعنا النتيجة |
Arkadaşlarım size haber verebilmek için telefonu olan bir komşu arıyorlar. | Open Subtitles | أصدقائي بالخارج يبحثون عن أي شخص حتى يمكننا أن نتصل بك |
Bir sorun olursa seni ararız. | Open Subtitles | ستبقين هنا فى حالة وجود مشكلة سوف نتصل بك |
Pilot, D'Argo'nun yerini tespit edince senle irtibat kuracağız. | Open Subtitles | يا قبطان سوف نتصل بك "حين نحدد مكان "دارجو |
Killian'ı arayışımız son bulur bulmaz sizinle temasa geçeceğiz. | Open Subtitles | سوف نتصل بك حالما ينتهي بحثنا عن الادميرال كيليان |
sizi aramamızı söyledi. | Open Subtitles | اخبرتنا أن نتصل بك |
- Eve dönünce sizi arayacağız. | Open Subtitles | -سوف نتصل بك -متى نصل الى البيت |
- Eve dönünce sizi arayacağız. | Open Subtitles | -سوف نتصل بك |
İfade vermeniz gerekirse size haber veririz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تذهب للمنزل سيدتي وإذا إحتاجنا إفادة سوف نتصل بك |
Ryan'a bilgilerini doğru dürüst verirsin ve biz seni ararız. | Open Subtitles | ريان عنده المعلومات الخاصة بك سوف نتصل بك |
"Sizinle sabah saat 06.00'da irtibat kuracağız." | Open Subtitles | " سوف نتصل بك في الـ 6 مساءاً " |
"Yakında sizinle temasa geçeceğiz" | Open Subtitles | "سوف نتصل بك قريبا" |