| Daha fazla müşteri istediğini söylüyordu, ben de nefes almamız gerektiğini. Kalabalıkta göze çarpmasını sağlayacak bir çözüm buldum. | Open Subtitles | هو قال أنه يريد المزيد من الزبائن فقلت له نحن نريد أن نتنفس فكرت بطريقة تجعله واقفاً بين الزحام |
| Derin bir nefes alıp düşünürsek cevap hemen karşımıza çıkacak. | Open Subtitles | يجب ان نتنفس بعمق و نفكر و الحجواب سيكون امامنا |
| nefes almamız gerek. Karbondioksiti oksijene çevirebilen tek fabrikamız ormanlarımızdır. | TED | نحن نحتاج أن نتنفس ، والمصنع الوحيد القادر على تحويل ثاني أكسيد الكربون إلى أوكسجين هي الغابات |
| Şu anda hepimiz hava soluyoruz, hava oksijen ve nitrojenin(azot) bir karışımıdır; | TED | نحن جميعا نتنفس الهواء الآن، والهواء هو خليط من الأوكسجين والنيتروجين، |
| Eğer hayattaysak, gülmeliydik, nefes almalıydık. | TED | في الأساس هو عن، إذا كنا أحياء، فإننا سنضحك. وسوف نتنفس. |
| Göğüs boşluklarımızı genişleten diyaframlarımızı daraltıp nefes alıyoruz. | TED | نحن نتنفس بتقلُّص حجابنا الحاجز، مما يساعد على توسّع تجويف الصّدر، |
| nefes bile alamıyoruz. Buradan hemen çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن حتى لا نستطيع أن نتنفس يا رجل يجب أن نخرج من هنا |
| Hala ayakta durabilmemiz inanılmaz, hala nefes alabilmemiz. | Open Subtitles | ولكن مع كُل هذا ها نحن نستطيع العيش لا نزال نتنفس, إنها معجزة |
| Motor çalışmazsa, yaşam destek işlemez, biz de nefes alamayız. | Open Subtitles | بدون دوران المحرك. لن يعمل الإنعاش لن نتنفس. |
| Sonunda nefes alabiliyoruz. | Open Subtitles | ويمكننا أن نتنفس أخيراً لا رسائل بعد الآن |
| nefes aldığımız sürece görevimizi yerine getiririz komutanım. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي نلغي فيه المهمة هو الوقت الذي لا نتنفس فيه |
| Nefret, yaşamımı kurdu, beni mahkum etti, bana nasıl yiyeceğimi, nasıl içeceğimi, nasıl nefes alacağımı öğretti. | Open Subtitles | في السجن علمونا كيف نأكل و كيف نشرب و كيف نتنفس |
| - Biz yaşayan nefes alan insanlarız. | Open Subtitles | حسنا, نحن نحيا, نتنفس مثل الناس مركب من خلايا |
| Derin nefes alın, bayanlar. | Open Subtitles | أصبح بوسعنا أخيراً أن نتنفس الصعداء، تنفسن ايتها الفتيات |
| Verdiğimiz nefes bile diğerleri tarafından solunur. | Open Subtitles | حتى عندما نتنفس.. فأننا نستشنق الهواء عن طريق الآخرين |
| Verdiğimiz nefes bile, diğerleri tarafından solunur. | Open Subtitles | حتى عندما نتنفس.. , فأننا نستشنق الهواء عن طريق الآخرين. |
| O sarışın hakkında, bir ipucu bulabilirsek, hepimiz rahat bir nefes alabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، يمكن أن نتنفس بطريقة أسهل لو نستطيع أن نجد شيئاً عن الشقراء الطموحة |
| Bu vatanda yiyoruz, soluyoruz, burada sadece biz yaşayabiliriz. | Open Subtitles | نحن نأكل منها ، نتنفس منها نحن فقط من يعيش عليها |
| Lânet olsun, ne kadar zamandır soluyoruz bu şeyi? | Open Subtitles | اعني , اللعنة , منذ متى ونحن نتنفس هذه الاشياء ؟ |
| Ne zamandır aynı havayı soluyoruz? | Open Subtitles | كم مضى من الوقت منذ أن كنا بمكان واحد نتنفس الهواء ذاته؟ |
| Şimdiden itibaren az solumamız var. | Open Subtitles | الآن نحن نتنفس بصعوبة |