Hayır, basın yok ! Bombayla ilgili medyaya henüz bilgi veremeyiz. | Open Subtitles | لا.لَيسَ الصحافةَ.نحن لا نَستطيعُ التحدث إلى أجهزة الإعلام حول القنبلةِ بعد. |
Oraya girdiğin anda tekrar dışarı çıkmana izin veremeyiz. | Open Subtitles | عندما تكون بالداخل هناك، نحن لا نَستطيعُ السَماح لك بالخروج. |
Bunu Yapamayız Bayan Drake. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ نَعمَلُ ذلك، آنسة درايك. |
Don, bunu yapamam. Bunu Yapamayız. | Open Subtitles | دان ، لا أستطيع عمل ذلك نحن لا نَستطيعُ عمل ذلك |
Bilet olmadan makbuzu alamayız. | Open Subtitles | بدون التذكرةِ، نحن لا نَستطيعُ إستِلام الإيصال. |
O halde sanrılarınınn doğasını anlamadan bir sonraki hareketini tahmin edemeyiz. | Open Subtitles | حسناً، حتى نَفْهمْ طبيعة الوهمِ نحن لا نَستطيعُ تَوَقُّع حركته القادمةُ. |
İşlem sırasında durduramayız. | Open Subtitles | حَسناً, نحن لا نَستطيعُ إقافة في منتصفُ العمليةُ. |
Carlos, geri gel! Jefe, gitmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | كارلوس، إرْجــعُ نحن لا نَستطيعُ تَرْكه يَذْهبُ |
Niles, onlara çiğ et veremeyiz. | Open Subtitles | لا، نحن لا نَستطيعُ تَغْذِيتهم لحمُ خامُ. |
Öylece gitmelerine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لذا نحن لا نَستطيعُ فقط تَركنَاهم يَذْهبونَ. |
Onlara ümit etme lüksünü veremeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ السَماح بدخول الامل المترف |
Burada iyi işler çıkartıyoruz, fakat... hastalarımızı duyarsız eşlerinden kurtarmaya söz veremeyiz. | Open Subtitles | نَفْعلُ خيراً عملاً هنا، لكن نحن لا نَستطيعُ الوَعْد بإنْقاذ مرضانا مِنْ الأزواجِ العديمو الحسِ. |
Don, bunu yapamam. Bunu Yapamayız. | Open Subtitles | دان ، لا أستطيع عمل ذلك نحن لا نَستطيعُ عمل ذلك |
Yapamayız. Burada bir şeye takıldık. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ نحن نَلتصقُ بالقاعِ هنا |
- Legs, bunu Yapamayız. | Open Subtitles | -ليجس"، نحن لا نَستطيعُ ان نَفعَلُ ذلك" -هَلْ تتولى القُيادُة فقط ؟ |
Daha fazla gemi kaybetmeyi göze alamayız dostlarım. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ تَحَمُّل ُ فَقْد سفن اخرى, أصدقائُي |
Her türlü, tekrar arayıp destek isteme riskini göze alamayız. | Open Subtitles | بأي من الطّرق، نحن لا نَستطيعُ المُخَاطَرَة دَعوة في للإسنادِ ثانيةً. |
Kör bir kızı yanımıza alamayız. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ أَخْذ a بنت فاقدة البصر مَعنا |
Bu orospunun içeri girmesine müsade edemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ إنتِهاز فرصتُنا على تلك الكلبةِ الكبيرةِ الي دخلت |
Hareket edemeyiz. Gemide yeterince erzak yok. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ الرحيل بعد ، يا كابتن نحن لم نضع غذاءَ كافيَ على متن السفينة |
Başka türlü, üzgünüm, sana yardım edemeyiz. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، أَنا آسفُة، نحن لا نَستطيعُ مُسَاعَدَتك |
- Gitmek isterse onu durduramayız. - Hayır. | Open Subtitles | - نحن لا نَستطيعُ تَوَقُّفه إذا يُريدُ الذِهاب. |