| güneş gözlüğü takabilmek için lens takmak zorunda kaldım. | TED | حصلت على نظارة شمسية حيثُ كان يتوجب علي ارتداء عدسات لاصقة حتى أستطيع ارتدءها. |
| Buradaki güneş gözlüğü takıyordu ve keçi gibi kokuyordu. | Open Subtitles | هذا الشخص كان يرتدى نظارة شمسية وتفوح منه رائحة الماعز |
| - Yağmurda güneş gözlüğü takıyordu. | Open Subtitles | نعم كان يرتدى نظارة شمسية في اثناء هطول المطر لماذا لم تقتله اذن؟ |
| beyzbol şapkalı ve güneş gözlüklü. | Open Subtitles | يعتمر أحدهم قبعة بيسبول والآخر يرتدي نظارة شمسية |
| Ateş eden kişiyi güneş gözlüklü, yüzüne sıkıca sarılmış bir kapüşonu olan, beyaz bir erkek olarak tarif ediyor. | Open Subtitles | وصف القاتل بانه رجل ابيض يرتدي نظارة شمسية وقبعة على رأسه مشدودة بقوة حول وجهه |
| güneş gözlükleri, bant ve ruj. | Open Subtitles | نظارة شمسية,شريط لاصق,وأحمر شفاة |
| güneş gözlüğü takıyor. Sigorta binasına gidiyor. | Open Subtitles | قميص مطبوع أخضر , بنطلون بني نظارة شمسية |
| Kızınız güneş gözlüğü çalarken güvenlik kameralarına yakalanmış. | Open Subtitles | وهم لديهم ابنتك على التسجيل وهي تسرق نظارة شمسية. |
| Bu arada televizyonda güneş gözlüğü kullanımı pek de akıllıca değil. | Open Subtitles | على فكرة, ليست بغاية الحكمة بأن ترتدي نظارة شمسية |
| Ve bütün bunlar bir çift özel tasarım güneş gözlüğü yüzünden. | Open Subtitles | كل هذا كان بسبب نظارة شمسية من ماركة مشهورة |
| Arabanın bagajında kırık bir güneş gözlüğü camı bulduk. | Open Subtitles | وجدنا عدسة مكسورة من نظارة شمسية في حقيبة سيارتكِ. |
| Mevcut güneş gözlüğümden daha fiyakalı olan bir güneş gözlüğü! | Open Subtitles | نظارة شمسية تم ترقيتها فوق زوجي الحالي - هاهو - |
| Siyah kot. Pilot modeli güneş gözlüğü. | Open Subtitles | بنطال جينز أسود نظارة شمسية من نوع "آفيتار" |
| Peruk ve güneş gözlüğü takmış. | Open Subtitles | لقد كان يضع نظارة شمسية من نوع رخيص. |
| Şişmiş ve kırmızı gözlerimi kapatmak için, nefes kesici bir kamyoncu güneş gözlüğü aldıktan sonra, Randy komadayken yapabileceğim bir madde bulmaya çalışmış. | Open Subtitles | بعد إيجاد نظارة شمسية رائعة عند موقف شاحنات لتغطية عينيّ الحمراوين المتورمتين حاول (راندي) إيجاد عمل في القائمة يمكنني فعله وأنا في الغيبوبة |
| Gece güneş gözlüğü takıyorum. | Open Subtitles | أنا أرتدي نظارة شمسية بالليل |
| Bir kadın vardı. Sarı saçlı, iri güneş gözlüklü. | Open Subtitles | شعر أشقر , نظارة شمسية كبيرة معطف رائع |
| İri yarı, şapkalı, güneş gözlüklü ve kalın bir sakalı vardı. | Open Subtitles | كيف كان يبدو ... هذا الرجل ؟ ضخم , يرتدي قبعة و نظارة شمسية |
| Orta boylu, koyu saçlı, güneş gözlüklü. | Open Subtitles | متوسطة الطويل شعر داكن نظارة شمسية |
| güneş gözlükleri vardı. | Open Subtitles | مع نظارة شمسية كهذه. |
| Umarım güneş kremi sürüyordur çünkü vücudunun tamamı güneşe maruz kalıyor olmalı. | Open Subtitles | نعم. اتمنى انها كانت ترتدي نظارة شمسية لأن حساسية الجلد عرضة للخطر |